Background Image
Table of Contents Table of Contents
Previous Page  72 / 132 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 72 / 132 Next Page
Page Background

anda bir öncelik teşkil ediyor gibi görünmüyor. Taraflar bu konuda

birkaç ay önce, yani Transatlantik Ticaret ve YatırımOrtaklığı’nın

(TTYO) yavaş yavaş ilerlediği Mayıs ayında bir anlaşmaya vardılar.

Bu süreç sonuca ulaştırılırsa şüphesiz Türkiye için yararlı olur.

Yine de yetkililerin bu süreçte, durağan katılım sürecinde erte-

lenmiş olan tarım ve kamu ihaleleri gibi alanlarda ciddi reformlar

yapması gerekiyor. Öte yandan, şu anda bu sürece bir belirsizliğin

hâkimolduğu söylenebilir. Bu konuda tarafların beklendiği gibi bir

müzakereye başlayabilmesi için, AB Bakanlar Konseyi’nin Avrupa

Komisyonu’na müzakere yetkisi vermesi gerekiyor. Ancak şu ana

kadar bu gibi bir yetkinin oylama prosedürüne dair tatmin edici

herhangi bir bilgi açıklanmadı. Bu prosedür, nitelikli çoğunluk

yerine oybirliği olur ise günümüz koşullarında bu yetki devrinin

çok zor olacağını söylemek yanlış olmaz.

DIŞ POLİTİKADA İŞBİRLİĞİ

2014 Türkiye İlerleme Raporu, Türkiye’nin AB’ye katılım

sürecini yeniden canlandırmak ve sürece olan inancını yeniden

vurgulamak üzere hazırladığı iddialı bir AB Stratejisi’nin dam-

gasını vurduğu, en azından görünürde olumlu bir atmosferde

yayımlandı. O zamanlar bu stratejinin uygulanamayacağını bil-

mesek de, Türkiye-AB ilişkilerinde yeni bir dönemin başladığına

dair umutlanmak için sağlam bir temel olup olmadığını ve 2014

İlerleme Raporu’nun böylesi bir umuda dair ipuçları içerip içerme-

diğini sorguladık.

1

Özellikle hukukun üstünlüğü ilkesinin AB’nin

genişleme stratejisindeki merkezi konumu (üç temel dayanaktan

biri) ve Türkiye’de bu ilkenin hazin vaziyeti göz önünde bulundu-

rulduğunda vardığımız sonuç şöyleydi:

“İlerleme Raporu’ndaki temel yaklaşıma ve AB üst düzey yet-

kililerinden gelen açıklamalara göre AB Türkiye’yi giderek ‘katılımı

hedefleyen bir aday ülke’ yerine bir ‘stratejik ortak’ olarak görüyor.

AB, istikrarsızlığı kolayca Avrupa’ya yayılabilecek olan stratejik bir

72

EKONOMİK

FORUM

AVRUPA BİRLİĞİ

bölge ile AB arasında tampon bölge konu-

mundaki Türkiye ile dış politikada etkili bir

işbirliği gerçekleştirmek istiyor. Türkiye için

bu istikrarsız coğrafyadaki güvenlik boşluğu,

Batı’ya, dolayısıyla AB’ye de yönelik yeni bir

yaklaşım gerektiriyor.”

Her ne kadar günümüz Türkiye’si AB’den

ziyade ABD için stratejik bir ortak olsa da,

bu yaklaşımların halen geçerli olduğunu

söylemek mümkün. AB’nin Türkiye’yi, Türki-

ye’nin de AB’yi stratejik bir ortak olarak gör-

mesi için yeterli zemin mevcut. Bu bağlamda

Türkiye’de yöneticilerin çatışmacı söylemleri

çelişkili gibi görünse de bu söylemin iç politi-

kaya yönelik olduğu dikkate alınmalı.

AB, Türkiye’yi stratejik ortak olarak gör-

mesinin kaçınılmaz bir bileşeni olarak Güney

Komşuluk Politikası’nın (özellikle Doğu Ak-

deniz bölgesinde) gözden geçirilmesi süre-

cinde Türkiye ile işbirliği konusunda istekli

davranıyor. Bu durum 2010’da Arap Baharı

ile başlayarak farklı bir bağlamda devam etti.

Başlangıçta Türkiye, AB katılım sürecinin

de katkısıyla gerçekleşen ekonomik büyüme

ve demokrasinin konsolidasyonu yönünde

kaydettiği gelişmeyle AB ve bölge ülkeleri

tarafından bir ilham kaynağı olarak görül-

mekteydi. Şu anda ise Türkiye, yükselen

otoriterlik eğilimi, azalan büyüme oranları,

barış sürecinin durması gibi farklı sorunlarla

karşı karşıya. Ülkenin dış kaynaklı sorun-

larına gelince; iki milyondan fazla Suriyeli

mülteciye (Türkiye’de mülteci statüsünde

olmasalar da) ev sahipliği yapması, bölgedeki

mezhepsel çatışmalara dâhil olma ve Irak ve

Şam İslam Devleti (İŞİD) karşısında savun-

masız kalma riskleri taşıması gösterilebilir.

DIŞ POLİTİKADA VERİMLİ BİR İŞBİRLİĞİ

MÜMKÜN MÜ?

AB Türkiye’yi yukarıda belirtilen koşul-

larda Güney Komşuluk Politikası’na dâhil

edebilmek için fırsatlar ararken, İŞİD’le acil

mücadele gereği ve Rusya’nın Suriye’ye aske-

ri müdahalesiyle ortaya çıkan belirsizlikler

gibi daha öncelikli konular gündeme geldi.

Bu bağlamda sırf lojistik gerekçelerle olsa

da, Orta Doğu ve Kuzey Afrika bölgesindeki

aşırılıkçı eğilimler ve kargaşa karşısında Tür-

kiyesiz etkili bir Avrupa stratejisi tahayyül

etmenin güç olduğunu iddia eden bir takım

Avrupalılar var. Bu Avrupalılar, Türkiye’nin

ülke ve halkın güvenliğini tek başına sağla-

1)

Nilgün ARISAN, “Turkey-EU Relations in the Light of the 2014 Progress Report”, Ekim 2014

http://www.tepav.org.tr/upload/files/14138387520.Türkiye_EU_Relations_

in_the_Light_of_the_2014_Progress_Report.pdf

DİPNOTLAR: