Background Image
Table of Contents Table of Contents
Previous Page  23 / 132 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 23 / 132 Next Page
Page Background

23

EKONOMİK

FORUM

‘Akıllanmayan’ üretici

artık rekabet edemeyecek

Sanayi 4.0 ya da ‘2. Makine

Çağı’nın temel özelliği, artan

işlemci kapasiteleri sayesinde

bütün makinelerin, süreçlerin,

tedarik ve tüketim kanallarının

“akıllanması” olarak belirlendi.

Bu yetenekleri kazanamayan

üreticiler rekabet edemeyecek.

S

anayi 4.0, ürünler, mallar, hizmetler,

üretim süreçleri ve bunların ulaştırıl-

masında son kullanıcıya erişmesin-

den, geri kazanımlarına kadar her

türlü zincirin“akıllanması”olarak tanımlanıyor.

Bu süreç “işlemci kapasitelerinin artmasıyla”

her türlü ürün ve hizmeti olağanüstü boyutta

değiştirebilecek. Örneğin daha önce sadece

üretim bandında tanımlanmış bir işi yapan

robotlar varken, bugün yükleme-boşaltmayı

kendi aklıyla yapabilen “baxter” robotlar, yük-

leme-boşaltma işinin maliyetini yarıdan fazla

azaltmış durumda.

Dünya, Sanayi 4.0 ya da 2. Makine Ça-

ğı’nda biyoteknoloji ve nanoteknolojiyi de

içeren çeşitli teknolojiler, malzeme teknolo-

jisi-bilimi ve bilgi işlem teknolojileri (BİT) ile

yeni bir döneme girdi ve bütün dünyanın

işlemci kapasitelerinin artmasından sonra

“yeni bir çehreye” büründü. Sanayi 4.0 aslın-

da, “yeni bir sektör” doğuşu anlamına gel-

miyor. Artan işlemci kapasitesi ile bütün sü-

reçlerin, ürünlerin“akıllanması”nı tanımlıyor.

Yani yapılanmanın etkileri

TEPAV Türkiye’nin bu sürecin dışında

kalmaması için TOBB ile birlikte bir çalışma

yapıyor. Çalışma, öncelikle yetenek belir-

lenmesi ve hangi sektörlerin buna uyum

sağlayabileceği gibi unsurları içeriyor. Biyo-

teknoloji bu alanlardan biri olarak öne çıktı.

Eğer bir ülke Sanayi 4.0’ın dışında kalırsa,

bu kez diğer ülkeleri “yakalaması” çok daha

zor olduğu gibi, mevcut durumlarında da

geri düşmesi olası. “Sanayi 4.0” ya da “2. Ma-

kine Çağı”nın temel özelliği, artan işlemci

kapasiteleri sayesinde bütün makinelerin,

süreçlerin, tedarik ve tüketim kanallarının

“akıllanması” olarak çizildi. Bu yetenekleri

kazanamayan ülkelerin üreticilerinin, ra-

kiplerinin verimliliği ve yönetim becerisine

karşı rekabet etmesi ise neredeyse imkansız.

TEPAV’ın çalışmasında ilk aşamada iki

sonuca ulaşmak istiyoruz. Bunlardan ilki

“farkındalık sağlamak” diğeri de “mevcut en-

vanteri-kapasiteyi belirlemek. Şirketlerin bu

yeni “sanayi” ile tanışmasının açacağı ufuk-

lara örnekler vermek gerekirse... Havacılığı

düşünün, ağırlık önemli bir sorundur. Eğer

yolcu uçaklarında emniyet kemerlerini metal

yerine yeni bir nano-malzeme ile daha hafif

üretirseniz bir katkı sağlamış olursunuz. Kendi

boyasını temizleyen bina yaparsanız da inşaat

sektöründe farklılık yaratırsınız. Daha akıllı ma-

kineler ve sistemler”e bir başka örnek de akıllı

elektrik şebekeleri. Belirsiz zamanlarda belir-

siz miktarda elektrik üreten güneş ve rüzgar

santrallerinden faydalanabilmenin tek yolu,

bir ülkenin elektrik sistemini çok hızlı biçimde

yönetebilecek “akıllı şebeke”nin tasarlanması.

Türkiye’nin güneş ve rüzgar potansiyelinin

yeterince etkin ve karlı olarak yönetilememe

nedeni şebekesinin “akıllı olmamasına”bağlı.

Bariyerler kaldırılmalı

Türkiye’de öncelikle “bariyerlerin kaldı-

rılması”na odaklanılmasını öneriyorum. Bu

bağlamda da eğitimde yetenekli gençlere

odaklı“eğitimniteliğinin artırılması”, hukukun

üstünlüğü, fikri mülkiyet hakları ve iş ortamı-

nın iyileştirilmesi atılacak adımlar. Reel olarak

sonuca dönük adım ise kamu alımlarının

Sanayi 4.0’ı sağlayacak şekilde yönlendiril-

mesi. Burada da somut öneriler geliştirilmiş

durumda. Bunlardan ilki kamu alımlarının

kaldıraç olarak kullanılması ve buna uygun

kurumsal yapılanma. “Kamu alımları müste-

şarlığı”şeklinde bir merkezi yapı, her bir kamu

alımını, ülkeye teknoloji ve bilgi kazandıra-

cak. Ayrıca TOBB ve TEPAV, araştırmacıların,

kamunun ve şirketlerin birlikte faaliyet gös-

tereceği vakıflar kurulmasını öneriyor. Somut

öneri ise biyoteknoloji alanında kurulacak

“YaşamVakfı”nda, ilaç ve serumbenzeri ürün

alımları sırasında kamu, satıcı firmaya bu vakıf

bünyesinde yüksek nitelikli Ar-Ge yürütmesi

zorunluluğu getirebilecek.

Kamu alımlarında birçok alanda ya-

pılabilecekler için de örneğin TOKİ’nin,

yaptırdığı inşaatlarda yalıtımı artıran ya da

ağırlığı-maliyeti düşüren nanoteknolojik

ürünlerin kullanımını zorunlu kılması bu

yöndeki yatırımı artıracaktır.

“Sanayi 4.0+”

TEPAV ve TOBB olarak arayışları sürdürdü-

ğümüz Türkiye’ye yönelik bu yeni üretim ve

ekonomik ortama uyum sağlama dönemin-

de “Sanayi 4.0+”yı öngördük. Buradaki “+” yı

biyoteknoloji ve nanoteknoloji oluşturuyor.

Türkiye’nin Sanayi 4.0 için birkaç kısıtı bulunu-

yor. En başta şirketler bu yeni sürecin farkında

değil ve arayış da yok. Yetişmiş insan gücü de

sınırlı. Diğer önemli nokta ise başta “hukuk

güvenliği”olmak üzere bir dizi idari sıkıntı var.

TEPAV analisti Ozan

ACAR: