Background Image
Table of Contents Table of Contents
Previous Page  109 / 132 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 109 / 132 Next Page
Page Background

109

EKONOMİK

FORUM

Telif hakkı: Project Syndicate, 2016.

www.project-syndicate.org

Hükümetler tıpkı kend merkez bankalarına b r dereceye

kadar pol t k bağımsızlığı başarıyla tanıdıkları g b , enerj

kurumlarına da uzun vadel düşünüp hareket etmeler ne

z n verecek kadar alan açmalıdır.

araçlar, cihazlar ve daha birçok şey işler durumdaki bir bütün

halinde birbirine uymak zorunda.

Böyle bir sistemin kademeli küçük adımlarla elden geçiril-

mesi mümkün değildir. Kapsamlı bir elden geçirme için sistem

çapında yeniden mühendislik yaparak bütün parçaların birlikte

etkin biçimde çalışmaya devam etmesini sağlamak gerekir.

İkincisi, düşük karbonlu bir enerji sistemine geçişle ilgili çok

sayıda büyük boyutlu teknolojik belirsizlik hala mevcuttur. Ara-

baları karbondan kurtarmak için aküyle sağlanan elektrik enerjisi

mi hidrojen yakıtlı piller mi yoksa gelişmiş biyoyakıtlar mı kulla-

nılmalı? Kömürle çalışan tesisler karbon yakalama ve depolama

yöntemi ile güvenli hale getirilebilir mi? Nükleer enerji politik

açıdan kabul edilebilir, güvenli ve düşük maliyetli olacak mı? Bu

belirsizlikleri çözmek ve teknolojik seçeneklerimizi geliştirmek

için araştırma ve geliştirmeye yatırım yapmak zorundayız.

Uluslararası işbirliği gerek

Üçüncüsü, mantıklı çözümler için enerji alanında ulusla-

rarası düzeyde işbirliği gerekir. Düşük karbonlu enerji ile ilgili

(fosil yakıtlarda olduğu gibi) temel gerçeklerden biri bulun-

duğu yer ile nihai olarak kullanılacağı yerin genellikle aynı

olmamasıdır. Tıpkı kömürün, petrolün ve gazın uzun mesafeler

üzerinden taşınması gerektiği gibi, rüzgar enerjisinin, güneş

enerjisinin, jeotermal enerjinin ve hidro enerjinin de iletim

hatlarıyla ve rüzgar ve güneş enerjisiyle yapılmış sentetik sıvı

yakıtlar aracılığıyla uzak mesafelere taşınması gerekir.

Dördüncüsü, elbette fosil yakıt endüstrisinde değişime

direnen güçlü çıkar grupları vardır. Bu durum, örneğin Cum-

huriyetçi Parti’nin iklim değişikliğini sırf ABD petrol endüstrisi

tarafından büyük oranda desteklendiği için inkar ettiği ABD’de

oldukça açıktır. Bu, siyasi yolsuzluk değilse bile, kesinlikle bir tür

entelektüel yolsuzluktur (büyük olasılıkla da her ikisidir).

Enerji sisteminde bu kadar çok sayıda karmaşık ara bağ-

lantının olması da muazzam bir ataleti beraberinde getirir. Bu

nedenle, düşük karbonlu bir enerji sistemine geçiş için geniş

ölçekli planlama, uzun hazırlık süreleri, özel finansman, ve

enerji üreticileri, dağıtıcıları ve ev tipi, ticari ve sınai tüketiciler

dahil ekonominin birçok alanının koordine eylemi gerekecek-

tir. Karbon emisyonlarından vergi alınması gibi siyasi tedbirler

enerji geçişinde yaşanacak zorluklardan bazılarının - ama

sadece bazılarının - çözümünde yararlı olabilir.

Diğer bir sorun da şudur. Eğer hükümetler 30-50 yıl sonrası

için değil de, enerji politikasında hep olduğu gibi, sadece 10-15 yıl

sonrası için plan yaparsa, sistemle ilgili tercihleri yetersiz olacaktır.

Örneğin, enerji planlayıcıları kömürden düşük karbonlu doğal

gaza geçecektir; ama yenilebilir enerjiye yapılan çok daha kati

geçiş için fazla yatırım yapmaya meyilli olmayacaklardır.

Doğru tercihler yapılmalı

Benzer biçimde, elektrik araçlara geçiş gibi gerekli bir şey

için çaba harcamak yerine içten yanmalı otomobiller için yakıt

standartlarını yükseltmeye karar verebilirler. Bu anlamda, 30-

50 yıl sonrası için plan yapmak sadece uzun vadede doğru

tercihlerin yapılması açısından değil, aynı zamanda kısa vadeli

seçimlerin doğru yapılması için bilgi sağlamak açısından da

hayati önem taşır. BM’nin Derin Karbonsuzlaştırma Yolu Projesi

uzun vadeli planların nasıl tasarlanabileceğini ve değerlendiri-

lebileceğini göstermiştir.

Bu zorluklardan hiçbiri seçilmiş politikacıların işine gelmez.

Karbonsuzlaştırma meselesi için 30-50 yılı kapsayan tutarlı po-

litikalar gerekirken politikacıların ufku bunun ancak onda biri

kadardır. Ayrıca politikacılar geniş ölçekli kamu finansmanı ve

özel finansman sağlanmasını, ekonominin birçok alanının koor-

dineli çalışmasını ve süregelen teknolojik belirsizlikler karşısında

karar verilmesini gerektiren sorunlardan da pek hoşlanmaz. Bu

durumda çoğu politikacının bu zorluktan kaçınmış olmasında ve

BM İklimDeğişikliği Çerçeve Anlaşması 1992 yılında imzalandığın-

dan bu yana uygulamada çok az gelişme kaydedilmiş olmasında

şaşılacak bir şey yoktur. Bence atılacak önemli adımlardan biri bu

meselenin kısa vadeli seçim politikalarından çıkarılmasıdır.

Ülkeler yüksek teknik uzmanlık düzeyine sahip ve politik

açıdan bağımsız enerji kurumları kurmalıdır. Elbette, enerji ala-

nındaki önemli kararlarda (örneğin nükleer enerjinin kullanılıp

kullanılmayacağı ya da yeni bir iletim şebekesinin yapılıp yapıl-

mayacağı gibi) kamunun büyük oranda katılımı gerekecektir,

ama planlama ve uygulama aşamasında aşırı partizan politikalar

ve lobi çalışmaları işin içine girmemelidir. Hükümetler tıpkı kendi

merkez bankalarına bir dereceye kadar politik bağımsızlığı başa-

rıyla tanıdıkları gibi, enerji kurumlarına da uzun vadeli düşünüp

hareket etmelerine izin verecek kadar alan açmalıdır.