51
EKONOMİK
FORUM
daha arabanın yanına gitmedi ki. Herkes, ‘tüh
Allah kahretsin bu arabayı’ dedi. Ve bizim de
elimizde kalan tahsisatı iptal ettiler. Dımdızlak
ortada bıraktı bizi millet.
Niye? İşte Gürsel sırtını döndü bir daha da
kimse arabayı ne aradı, ne sordu. Ve kimse o
arabanın gerçekten neden stop ettiğinin se-
bebini aramadı. Araştırmadı, çünkü araştırmak
için tahsisatta para kalmamıştı. Bu hadise araş-
tırılmadığı ve analiz edilmediği için kenarda
bekleyen, aportta bekleyen bir takım güçler
el ovuşturdular. Eline düşmüşüz yani. Adam
hazır gelen lokmayı mı reddedecek?
Devrim projesinin en büyük katkısı
Devrim projesinin en büyük kazancı
nedir biliyor musunuz? Buradaki mühen-
dislerin ve teknik kadronun delirmişçesine
uğraşarak arabayı yapması sonucunda, biz
bayağı kabadayı olduk. Ben bunu yaparım
hesabında. Ve arkasından -ben sonra o fab-
rikanın müdürlüğünü de yaptığım için de
söylüyorum- dizel elektrik lokomotifi imal
ettik. Maliyetinin yüzde 76’sı yerli olan dizel
elektrik lokomotif imal ettik. Bir tane mi iki
tane mi üç tane mi? Hayır, 400 tane. Burada
gençlere söylemek istediğim bir şey var.
Şimdi bakın bizim çok büyük bir yanlışımız,
çok büyük bir eksiğimiz var. Yabancılardan
gelen her türlü bilgiyi belgeyi, ürünü büyük
bir hayranlıkla ve peşin yargı ile kabulleni-
yoruz. Mesela ‘İngiliz ipi olsun, bu ip Japon’
diyoruz. ‘Japonlar yapıyor kardeşim. Alman
bu, Alman malı kardeşim’ falan filan. Bu kor-
kutma yabancıların işine geliyor. Bu korkut-
ma kültürü ile yetiştirilen bir nesil olduk biz.
Devrim projesinin sonunda lokomotif
imalatına girdiğimiz zamanki kabadayılı-
ğımızın tek sebebi, Devrim’de yaşadığımız
tecrübedir. Olmaz denen her şeyi yaptık,
ondan sonra da olabilir diye saldırdık lo-
komotif yaptık.
Şimdi biz bunları yaşadık, ben bunları
yaşadım. Onun için öfkeliyim, kızgınım. Bu
pısırıklığa bu teslimiyetçiliğe bu kabulcülüğe
isyan ettim. Gençlerin teslimiyetçiliğini kabul
edemiyorum.Yani gençler bunları gördükten
sonra bu kadar teslimiyetçiliğe, bu kadar ko-
laycılığa nasıl kapılıyorlar onu anlamıyorum.”