91
EKONOMİK
FORUM
üçüncü türün bize daha uygun olduğunu
düşünüyorum. Geçmişinde bütçe dışı fon-
lardan epeyce çekmiş bir ülke olarak daha
müdebbir olmak gerektiğini, yoğurdu üf-
leyerek yemek gerektiğini düşünüyorum.
Fonun Hazine’nin altında olması birçok
açıdan daha anlamlı geliyor. Kuşkusuz ba-
ğımsız ve profesyonel bir fon yönetimi ve
operasyonları gözetecek yatırım komitesi
ile desteklenebilir.
Merkez Bankaları ve Maliye/Hazineler
tarafından yönetilen çok sayıda Ulusal
Varlık Fonu var. Mesela dünyanın en bü-
yük varlık fonu (900 milyar $) olan Norveç
Sosyal Güvenlik Fonunu Maliye Bakan-
lığı yönetiyor. Ne fark eder diyenleriniz
olabilir. İki önemli husus var: Eğer bizim
yaptığımız gibi ayrı bir şirket kurup, fonları
da bu şirket altında kurarsanız o zaman
IMF’in Government Finance Statistics ve
Avrupa İstatistik Standartlarına göre bu
şirket “genel yönetim” sınıflaması içinde
yer almıyor. Oysa en azından AB’de mali
kural ve borçlanma limitleri merkezi yö-
netim+sosyal güvenlik kuruluşları+mahalli
idarelerden oluşan “genel yönetim” tanımı
üzerinden uygulanıyor. Sadece bütçe dışı
da olsa bir fon olsaydı bu “genel bütçe”
sınıflaması içine girecekti. Dolayısıyla bu
fonun varlık ve yükümlülükleri (ki bu çok
daha önemli) çok daha şeffaf olacaktı.
Bir şirket oluşturup fonu ona bağlamakla
sanki bundan kaçınmışız gibi bir izlenim
edinilebilir. Belki de hakikaten yersiz bir
endişe, bilemiyorum.
Koordinasyon nasıl sağlanacak?
Çünkü Varlık Fonları eğer ulusal ve
uluslararası kamu ve özel tasarrufları da
değerlendirecekse o zaman çok şeffaf ol-
mak ve periyodik olarak bağımsız denetim
raporlarını ulusal ve uluslararası kamuoyu-
na paylaşmak zorundalar. Nitekim buna
ilişkin hükümler bizim Fonumuzda da var.
Ama kurumsal yapı açısından diğer
bir potansiyel problem Hazine ve Merkez
Bankasının yanısıra ulusal ve uluslararası
para ve sermaye piyasalarında devlet adı-
na yer alacak bir üçüncü kurum oluşturul-
ması. İster istemez bu kurumlar arasında
koordinasyonun nasıl sağlanacağı sorusu
gündeme geliyor. Geçmişte Hazine ve
Merkez Bankası arasında bile belli bir ko-
ordinasyon oluşturmak ciddi bir çaba ge-
rektirmişti. Koordinasyon sadece planlama
açısından elzem değil operasyon açısın-
dan daha da önemli. Devletin koordinas-
yon özürlü olduğunu çeşitli vesilelerle bili-
yoruz. Bu da bizi endişelendiriyor. Belki de
boşuna kaygılanıyoruz. Belki Başbakanlık
nezdinde bir koordinasyon mekanizması
oluşturulur ve gerekirse gündelik bazda
bir uyum sağlanır. Umarız.
Fonun kaynakları
Kurumsal yapıya ilişkin diğer bir husus
fonun kaynakları. Belirttiğimiz gibi bu tip
fonlar ya bir doğal kaynak/maden geliri ya
da ödemeler dengesi fazlaları olan ülkeler
tarafından kuruluyor. Türkiye’nin böyle
bir kaynağı ya da fazlası olmadığı malum.
Literatürde özelleştirme gelirlerine dayalı
Ulusal Varlık Fonu kurulabileceği de belir-
tiliyor. Nitekim yasada fon kaynakları sa-
yılırken Özelleştirme Fonu’ndan yapılacak
aktarmalar ilk sırada sayılmış:
MADDE 4 – (1)
Türkiye Varlık Fonu-
nun kaynakları;
a)
Özelleştirme Yüksek Kurulu tara-
fından; özelleştirme kapsam ve progra-
mında bulunan ve Türkiye Varlık Fonuna
devrine karar verilen kuruluş ve varlıklar
ile Özelleştirme Fonundan Türkiye Varlık
Fonuna aktarılmasına karar verilen nakit
fazlasından,
b)
Kamu kurum ve kuruluşlarının
tasarrufu altında bulunan ihtiyaç fazla-