77
EKONOMİK
FORUM
sınıfı dünya genelinde büyüme gösterdi.
2015 sonunda yaklaşık 540 milyon kişi
kendisini yüksek varlık sınıfının parçası ola-
rak kabul etmekte. Bu, 2000 yılına kıyasla
100 milyon veya yüzde 25 daha fazla kişi
anlamına geliyor. Başka bir deyişle yük-
sek refah sınıfının neredeyse tamamen
Batı Avrupalı, Amerikalı ve Japon hane
halklarına açık bir kulüp olduğu günler
geride kaldı. Bu gelişmiş bölgeler ve ülke-
ler geçmişte yüksek varlık sınıfının yüzde
90’ını temsil ederken, bugün sadece yüzde
66’sını barındırmakta. Yüksek refah sınıfına
atfedilen küresel finansal varlıkların payı da
düşmekte. Dolayısıyla refahın en azından
küresel düzeyde daha geniş bir dağılım arz
ettiği düşünülebilir.“Gerçekten de, küresel
bir orta sınıfın bu kadar kısa zaman içinde
ortaya çıkması dünya ekonomisi için en
önemli gelişmelerden biridir”diyen Heise,
“Bugüne kadar, bu sürecin arkasındaki
itici güç ağırlıkla Çin olmuştur. Gelecekte,
Hindistan gibi daha kalabalık ülkeler po-
tansiyellerinden tam olarak istifade ede-
bilirse, bu başarı hikâyesi yakın gelecekte
de devam edebilir” yorumunda bulundu.
Sanayi ülkelerinde
orta sınıf küçülmesi
Ulusal açıdan ise, özellikle sanayileşmiş
ülkelerde başka bir tablo ortaya çıkmakta.
Bu yılki Küresel Varlık Raporu’nda, ulusal
varlık dağılımını analizi amacıyla orta sını-
fın elindeki toplam varlıkların payı, özellikle
de bu payın zaman içinde nasıl gelişim
gösterdiği incelenmekte. Henüz her ül-
keye uygulanabilecek yeknesak bir trend
gözlenmese de orta sınıfın analiz edilen
ülkelerin yaklaşık üçte birinde küçüldüğü
gözlenmiş durumda. Bu ülkelerde, toplam
varlığa gittikçe daha az katılım gösteren
orta sınıf yavaş yavaş erimekte. Bu trend
belirgin olarak, özellikle Euro krizi ile karşı
karşıya olan ülkeler (İtalya, İrlanda, Yuna-
nistan) ve geleneksel sanayileşmiş ülkeler
(ABD, Japonya, Birleşik Krallık) için geçerli.
Diğer taraftan, analizde yer alan ülkelerin
yaklaşık yarısında varlığın orta sınıfa atfedi-
lebilecek payı artmakta.
Orta sınıf zemin kazanmakta ve aynı
zamanda servet en tepede daha az kon-
santre olmakta; yani varlık dağılımı daha
eşit hale gelmekte. Bu süreç, özellikle
Tayland ve Brezilya gibi gelişmekte olan
piyasalarda orta sınıfa mensup kişilerin sa-
yısındaki artışla da ilişkili. Çünkü bu kişiler
düşük varlık sınıfından sıçrayarak orta sınıfa
yükselmekte. Giderek daha fazla sayıda
insanın daha çok varlık edindiği Türkiye
de bu ülke grubuna mensup. Son olarak,
ülkelerin beşte birinde orta sınıfın durumu
hemen hemen hiç değişmedi. Aslında
tablo karışık: Orta sınıfa ilişkin küresel an-
lamda genel bir aşınma veya düşüş oldu-
ğuna dair herhangi bir işaret olmasa da,
birçok sanayi ülkesinde durum bu şekilde
görünüyor.
Varlık piramidinin uç noktası
Bununla birlikte, orta sınıfın küçülme-
diği yerlerde bile, İsviçre ve Fransa örne-
ğinde veya Euro bölgesinin tümünü kap-
sayacak şekilde varlık dağılımı sorunsalının
kesin bir cevabı yok. Üç varlık sınıfı arasın-
da sadece orta sınıf büyümekte. Yüksek
varlık sınıfı hem nüfus, hem de net finansal
varlıklar içindeki payı bakımından daralmış
bulunuyor. Bununla birlikte, bu durum
yüksek varlık sınıfındaki belirli bir grup için,
yani en zengin segment için, geçerli değil.
Bu grubun toplam varlıktaki payı sürekli
artmakta. Özetle: Orta sınıfa daha fazla kişi
katılırken varlık piramidinin en uç noktası,
bu ortalamadan gittikçe uzaklaşmakta (ve
yine gittikçe küçülmekte). Ve rapora göre
bu tablo dünyanın geneli için de geçerli.
“Gelir dağılımı meselesi eşitsizliğin art-
tığını söyleyen çarpıcı haber manşetlerinin
ortaya koyduğundan daha karmaşıktır”
açıklamasını yapan Heise, “Politika yapı-
cılar, karşı karşıya oldukları gelir dağılımı
sorunlarına göre farklı tepkiler geliştirebil-
melidir. Bununla birlikte, bu durum bazı
ülkelerde, özellikle de bildiğimiz gelişmiş
ülkelerde, acilen harekete geçme ihtiya-
cı olmadığı anlamına da gelmemelidir.
Negatif faiz oranlarına ilişkin politikanın
sona erdirilmesi kesinlikle iyi bir başlangıç
olacaktır” sözleriyle görüşlerini özetliyor.
Michael Heise