87
EKONOMİK
FORUM
için ikili hesaplamaları bir hayli yanıltıyor.
Türkiye’nin gerçekleştirdiği ithalat, ara mal
ve nihai ürün kırılımını içerecek şekilde ince-
lendiğinde ise Çin’den daha çok nihai ürün
ithal edildiği görülüyor. Türkiye’nin toplam
ithalatında nihai ürünlerin payı yüzde 36
iken Çin’den ithalatın yüzde 52’sini nihai
ürünler oluşturuyor.
Meksika’nın katma değer açığı
Katma değer hesabıyla incelendiğinde
birçok ülkenin Çin ile olan ilişkisindeki dış
ticaret açığı, yarı yarıya azalıyor. Almanya,
Japonya ve Kore haricindeki G20 ülkeleri,
Çin ile olan ticari ilişkilerinde açık veriyor.
Bu ülkelerin ihracatları ve ithalatları katma
değer açısından incelendiğinde ise Çin ile
olan dış ticaret açıklarının yarı yarıya azaldığı
görülüyor. Grafikte, Çin ile ticaretlerinde
açık veren G20 ülkelerinin brüt açıkları 100
olarak alınıp katma değer ile hesaplanan
açıklar bu değere oranlandı. Bu analize göre,
brüt ve katma değer açıkları arasındaki en
büyük farklılık Meksika’da gözlemleniyor.
Meksika’nın katma değer açığı brüt açıkla
hesaplanan açığın yüzde 21’ine tekabül
ediyor. Amerika’da ise bu oran yüzde 38’dir.
Türkiye’de de katma değer açığının brüt açı-
ğa oranı yüzde 42 ile Amerika’ya benzer bir
tablo çiziyor. Bir başka deyişle, Çin ile olan
dış ticaret dengeleri, katma değerler gö-
zetmeden hesaplandığında Türkiye’nin 42
birim olan açığı 100 birimmiş gibi hesapla-
nıyor. Yani, Türkiye’nin Çin ile olan ilişkisinde
verdiği açığın yarısı gerçekte başka ülkelere
olan borucumuz. iPhone örneğinde oldu-
ğu gibi Çin’in başka ülkelerden ithal ettiği
malları kullanarak ürettiği ürünleri alıyoruz.
Bu ilişkileri göz önünde tutunca da Çin’deki
üretime bağımlılığın düşünüldüğü kadar
büyük olmadığını Çin’in aslında büyük bir
aracı olduğunu görüyoruz.
Elektronik sektörü
Elektronik sektörü, hemTürkiye’nin hem
de Amerika’nın Çin ile olan ilişkilerinde en
çok açık verdikleri sektörken katma değer
açısından bu açık, gerçek tabloyu yansıtmı-
yor. Ülkelerin Çin ile olan ticaret ilişkilerinde
sektörlerin dış ticaret açığındaki payları in-
celendiğinde, elektroniğin toplam içerisin-
deki payı Türkiye için yüzde 31, Amerika
için ise yüzde 57 ile sektörü, en çok açık
verdirten sektör konumuna getiriyor. Brüt
değerlerle Amerika’nın dış ticaret açığının
yarısından fazlasını oluşturan sektördeki
açığa, katma değer gözünden bakınca
Amerika-Çin elektronik ticaretinde açık 100
birimden 27 birime düşüyor. Türkiye için ise
aynı oran 24. İki ülkenin dış ticaret açığında
elektroniği tekstil ve hazır giyim, makine
ve ekipmanı takip ederken bu sektörlere
de katma değer gözüyle bakınca oranların
yüzde 35-39 arasında değiştiği görülüyor.
Mevcut dış ticaret hesaplamaları, küre-
sel değer zincirlerini göz önünde bulundur-
madığı için ülkeler arası ilişkileri değerlen-
dirmekte yetersiz kalıyor. Özellikle Çin gibi
küresel değer zincirinin daha çok son hal-
kasında yer alan ülkelerle olan ticari ilişkiler
geleneksel yöntemlerle analiz edildiğinde,
bu hesaplamalar gerçeği yansıtmayan cari
açık rakamları ile sonuçlanabiliyor. TiVA gibi
katma değeri dikkate alarak hesap yapmaya
imkân sağlayan veri setleri ile yapılan he-
saplarda ise birçok ülkenin Çin ile olan dış
ticaret açığının ilk baştaki hesaplamadan
yarı yarıya daha az olduğu bulunuyor. Kat-
ma değer hesaplamalarının gerek detaylı
veri gerekse yoğun veri analizleri ihtiyacını
beraberinde getirmesi ise bu hesaplama-
ların güncel olmasının önünde şu aşama-
da bir engel teşkil ediyor. TiVA veri setinde
2015 sonunda açıklanan veriler, 2011 yılına
kadarki süreyi kapsayabiliyor. Bu nedenle
her ne kadar tüm analizleri katma değerler
ile gerçekleştirmek mümkün olmasa da
resimde değişen üretim ilişkilerinin varlığını
göz ardı etmemek için mevcut ticaret ana-
lizlerinin katma değer analizleriyle beslen-
mesi gerekiyor. Yani, yeni üretim ilişkilerine
yeni bir muhasebe sistemi gerekiyor. Sanayi
politikasında yeni araçları ve mekanizmaları
da bu tip analizleri dikkate alarak tasarlamak
önem taşıyor.