Ukrayna ve
uluslararası hukuk krizi
Prof. JEFFREY D. SACHS
R
usya’nın Ukrayna’daki eylemleri,
uluslararası hukuk nezdinde cid-
di ve tehlikeli ihlal teşkil ediyor.
Ukrayna, 1994’te kendisine Sov-
yet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği’nden (SSCB)
geçen nükleer silahları Amerika Birleşik Devlet-
leri (ABD), Birleşik Krallık (UK) ile Rusya’nın,
Ukrayna’nın toprak bütünlüğünü ve bağımsız-
lığını korumak için resmi taahhütte bulunması
karşılığında teslim etmeyi kabul etti. Rusya şimdi
bu taahhüdünü çiğneyerek yalnızca Ukrayna’ya
zarar vermekle kalmadı, aynı zamanda nükleer
silahsızlanmanın önlenmesi hakkındaki ulusla-
rarası hukuki çerçevenin de altını oydu.
Rusya bu rotasını değiştirmezse (ki yakın
zamanda pek gözükmüyor), bunun küresel so-
nuçlarının çok şiddetli olması muhtemel. ABD
ve Avrupa Birliği (AB) yaptırım uygulayacak,
Rusya ve dünya ekonomisi zayıflayacak, gerilimi
ve milliyetçiliği daha da artıracak. Taraflardan
birinin veya diğerinin yapacağı hatalar büyük
faciaya yol açabilir. Güç zehirlenmesi sarmalını
ve bir asır önce Birinci Dünya Savaşı’nın patlak
vermesine yol açan yanlış hesapların anımsan-
ması yeter.
Ukrayna krizi kadar korkutucu bir konu da,
son yıllarda uluslararası hukuka genel olarak
uyulmadığının gözlemleniyor. Rusya’nın son ey-
lemlerinin ciddiliğini azaltmaksızın, uluslararası
hukukun ABD, AB ve NATO tarafından defalarca
ihlal edilmesi bağlamına girdiğine dikkat çekil-
miyor. Bu gibi her ihlal, kırılgan uluslararası
hukuk düşüncesini baltalıyor ve dünyayı herke-
sin herkese karşı olduğu bir savaşın içine atma
riskini taşıyor.
ULUSLARARASI HUKUK İHLALLERİ
ABD ve müttefikleri de, son yıllarda Birleş-
miş Milletler Sözleşmesi’nin (BM) hilafında ve
BM Güvenlik Konseyi’nin desteği olmaksızın
bir dizi askeri müdahale gerçekleştirdi. 1999’da
Sırbistan’ın ABD önderliğinde NATO tarafından
bombalanması uluslararası hukukun onayına
sahip değildi ve Sırbistan’ın bir müttefiki olan
Rusya’nın şiddetli itirazlarına rağmen gerçek-
leşti. Bunun ardından ABD’nin ve çoğu AB üyesi
ülkenin tanıdığı Kosova’nın Sırbistan’dan ba-
ğımsızlığını ilan etmesi, Rusya’nın Kırım’daki
eylemleri için örnek gösterdiği bir emsal oldu.
Burada açık bir ironi var.
Kosova Savaşı’nın ardından Afganistan ve
Irak’ta ABD önderliğindeki savaşlar geldi, bun-
ların ikisi de BM Güvenlik Konseyi’nin desteği
olmadan ve söz konusu Irak olduğunda şiddetli
itirazlara rağmen gerçekleşti. Sonuç, hem Af-
ganistan hem de Irak için son derece yıkıcı oldu.
NATO’nun 2011’de Libya’da Muammer
Kaddafi’yi devirmek üzere yaptığı eylemler,
uluslararası hukuk ihlallerinin bir diğerini teş-
kil etti. BM Güvenlik Konseyi, bir uçuşa yasak
bölge oluşturmak ve görünürde Libyalı sivilleri
korumak için başka tedbirler almak üzere bir
kararı onayladı. NATO bu kararı Kaddafi reji-
mini havadan bombardıman yoluyla devirmek
için bahane olarak kullandı. Rusya ve Çin hem o
zaman hem de günümüzde, NATO’nun yetkisini
ciddi şekilde aştığını belirterek buna şiddetle iti-
raz etti. Libya istikrarsız ve şiddetle kaynamaya
devam ediyor ve bugüne dek etkin bir ulusal
hükümete sahip olamadı.
Rusya’nın bizzat defalarca işaret ettiği gibi,
Uluslararası hukuk bir yol ayrımına geldi.
İşlerine geldiğinde
ABD, Rusya, AB ve NATO, uluslararası hukuktan dem vuruyor,
ancak kendilerine rahatsızlık verdiğini düşündüklerinde ise
uluslararası hukuk yok sayılıyor.
Rusya’nın Ukrayna’daki
eylemleri de, uluslararası hukuk nezdinde ciddi ve tehlikeli ihlal
teşkil ediyor.
GÖRÜŞ
82
EKONOMİK
FORUM
Jeffrey D. Sachs
Columbia Üniversitesi’nde
Sürdürülebilir Kalkınma
Profesörü, Sağlık Politikası
ve Yönetimi Profesörü
ve Dünya Enstitüsü
Direktörüdür. Ayrıca
Birleşmiş Milletler Genel
Sekreteri’ne Milenyum
Kalkınma Hedefleri
konusunda Özel
Danışmanlık yapmaktadır.