forum242 - page 92

86
EKONOMİK
FORUM
KÜTÜPHANE
İzmit’in küçük bir mahallesinde gariban bir ailenin çocuğu olarak
doğan, bursla okuyan, cebinde parası olmadan evlenen ve ilk işini
kuran bir girişimci Ataman Özbay yaşam öyküsünü okuyucularla
paylaşıyor. Türkiye’nin ilk ıslak mendil markası olan, bugün 65 ülkeye
ihracat yapan, sekizinde pazar lideri olan UNİ’nin kurucusu, nam-ı
değer “mucit” Özbay kitabında, “Hayatımda sahip olduğum tüm
başarıları ufkumun geniş olmasına, girişimci olmama, çok çalışmaya
ve asla pes etmemeye borçluyum. Yine
başarımın büyük
nedenlerinden biri
kendimden büyük
insanlarla zaman
geçirmek, onların
konuştuklarını can
kulağıyla dinlemek
ve öğrendiklerimi
hayatıma entegre
etmemdir” diyor.
Cesaret, tutku, çalışkanlık, vizyonerlik
ve proaktif kişilik özelliklerine sahip olan
Özbay, “Ailemde zengin yok, amca, dayı
torpilim yok” diyen herkese istemekle,
inançla gelen başarıyı anlatıyor.
Bir şirketin markası ya da
markaları onun en kıymetli
malvarlığıdır. Financial
Times’ın “marka gurusu”, Daily
Telegraph’ın da “markalara yol
gösteren marka” diye niteledikleri
Rita Clifton yönetiminde bir ekip
tarafından hazırlanan “Markalar
ve Markalaşma” kitabı her türlü
kurum ve kuruluşların markasını,
kendi organizasyon prensibi olarak
görmesi gerektiğini, her karar
ve adıma markanın yol vermesi
gerektiği görüşünü dile getiriyor.
Kitabın içerinde, markalaşmada
en iyi örnekler verildiği gibi marka
konumlandırılması, marka stratejisi ve
markanın korunması, marka iletişimi,
markaların geleceği ve markalaşmada yeni
eğilimler konuları yer alıyor.
Kitap, markaların rolünü ve önemini,
başarılı bir markanın nasıl yaratıldığını
ve nasıl korunduğunu okuyucularıyla
paylaşıyor.
Mükemmel bir
girişimcilik
hikâyesi
Büyük markalar iddia edildiği
gibi
zararlı mıdır
?
Yoksul, bir dönem kilisenin, hayır kurumlarının
hayırseverliğine mahkûm edilmiş haneberduşlar ve
dilenciler olarak tanımlanıyordu. Sanayileşmenin
belli bir aşamasında, hâlâ tarımla uğraşmaya devam
eden kesimdi. Sanayi devrimi sonrasında ise “üçüncü
dünya”nın açları ve dışlanmışları oldu... Peki bugün,
iktisat teorisi için yoksul kim? İşsizler mi? İşsizliğin,
yoksulluk hallerinin bir kısmıyla ilgisi var ama bugün
yoksulların büyük kısmı, iş bulamadıkları için değil,
aldıkları ücret ailelerini geçindirmeye yetmediği için
yoksul. Artan ve süreklilik kazanan işsizlik, 1970’lerin
başından itibaren yoksulluk tartışmalarını yeniden
gündeme getirdi. İş gücü piyasasının işleyişine
dair yeni sorular soruldu. Garibanlara Merhamet
Yok’ta, Laurent Cordonnier iş gücü piyasasının
sorunlu işleyişini ele alıyor. Hem mizahi bir dil hem
de analitik titizlikle, neoklasik iktisatta yoksulluğun
sorumlusunun yoksullar olduğu varsayımını, bunun
kuramsal ve siyasal sonuçlarını gösteriyor. Ücret
artışı talep eden, sosyal yardım bekleyen, daha fazla
refah isteyenler emekçiler olunca bunu akıl dışı
arzular olarak damgalayan egemen iktisat kuramı,
işsizliğin esas sorumlusunun işsizler olduğunu
iddia ediyor. Cordonnier, iktisat öğretisini bu açıdan
sorgularken, neoklasik iktisat kuramının emek,
emek arzı ve talebi gibi temel kavramlara nasıl
baktığını inceliyor. Bu kuramdan hareketle işsizlik
meselesinin nasıl çözülemeyeceğini gösteriyor. Hem
bir çalışma ekonomisi ders kitabı hem de iktisadın
ana konularından biri olan istihdamı ve işsizliği
anlamak için herkesin okuyabileceği bir dille yazılmış,
günümüzün yakıcı bir sorununa ışık tutan bir kitap.
Yoksul
kime
denir?
Garibanlara
Merhamet Yok
Laurent Cordonnier
Çeviren: Lütfü Şimşek
İletişim Yayıncılık
110 Sayfa, Ocak 2014
İstanbul
Yedi Yaşımda
Bindiğim
Kamyonun Frenleri
Patladı ve Hayata
Yuvarlandım
Ataman Özbay
Elma Yayınevi
216 Sayfa, Nisan 2014
Ankara
Markalar ve
Markalaşma
Rita Clifton
Çeviren:
Meal Çiyan
Şenerdi
İş Bankası Kültür
Yayınları
374 Sayfa, Ocak 2014
İstanbul
1...,82,83,84,85,86,87,88,89,90,91 93,94,95,96,97,98,99,100,101,102,...131
Powered by FlippingBook