EKONOMİK
FORUM
59
i
DTÖ için de bir ikaz niteliğinde. TPP güçlü bir şekilde, ulusla-
rarası ticaretin bir süredir değiştirilemeyen kurallarının “mega
anlaşma” yoluyla çağın gereksinimlerini karşılayacak şekilde
düzenlenebileceğini gösteriyor. Böylece çok taraflı ticaret sistemi
ve DTÖ’de sürdürülmekte olan Doha Kalkınma Turu için olumlu
bir emsal de oluşturuyor.
TPP’ye taraf ülkeler arasında, Meksika, Şili, , Vietnam, Peru
ve Malezya GYÜ’lerin bulunuşu yapılan serbestleşme hamle-
sinin sadece GÜ’ler ilgilendiren konularla sınırlı olmadığını
göstermesi bakımdan önem kazanıyor.
Yeni konuların TPP ile ele alınmış olması DTÖ gündeminin
geliştirilmesi için zamanın geldiğinin bir işareti olarak ta kabul
edilebilir. Bu da DTÖ’de yatırım, çevre, iş gücü kuralları, fikri
mülkiyet gibi alanların gündeme alınmasını kolaylaştırabilir.
Ayrıca ABD’nın Asya’ya odaklanması bakımından önemli
bir açılım ifade ediyor. Diğer taraftan, Güney Asya’da ekono-
mik gücünü siyasi ilişkilere de yansıtmaya çalışan Çin, TPP’yi
bir rahatsızlık unsuru olarak değerlendirebilir. ABD’nin Çin’i
çevrelemeye çalıştığı iddiaları daha sık duyulacaktır.
TÜRKİYE VE TPP
ABD’nin başlattığı iki temel girişimden biri olan ve tamam-
lanmasına öncelik verdiği Pasifik bölgesindeki TPP böylece
sonuçlandı. Her iki ortaklık anlaşmasının, küresel ticarete iliş-
kin kurallar ve yatırımlar gibi düzenleyici alanlarda, mevcut
sistemin ötesinde kuralları oluştururken benzer yaklaşım
göstermesi bekleniyor. Bunun Atlantik bölgesinde ABD ve AB
arasında müzakereleri devam eden TTIP için de hızlandırıcı bir
yönü olur. Bu da Türkiye bakımından önemli oluyor.
Ayrıca Türkiye’nin siyasi açıdan hayati önemdeki Atlantik
ilişkilerini ticari ve ekonomik veçhelerinin yeniden şekillendi-
rildiği bir dönemde TPP Anlaşması’nın özenle analiz edilmesi
yararlı olur. Türkiye esasen TTIP’e dâhil olmak arzusunu en üst
düzeyde ve ısrarla dile getiriyor. Aynı şekilde AB ile mutabık
kalınan ve şu sırada hazırlığı yapılan Gümrük Birliği’nin gün-
celleştirilmesi ile derinleştirilmesi girişimi de aynı yaklaşım
çerçevesinde ele alınabilir.
Türkiye’nin, ABD haricinde TPP’ye taraf ülkelerle ticaret
ilişkileri sınırlı. Türkiye’nin, Anlaşma dolayısıyla ilk planda ih-
racatında kayda değer olumsuzluk görülmesi ve ciddi bir pazar
kaybına uğranılması beklenmiyor. Diğer taraftan, TPP’de aynı
zamanda yatırımlara ilişkin önemli hükümlere yer veriliyor.
Hatta yabancı yatırımcı ile kabul eden devlet arasında çıkabi-
lecek anlaşmazlıkların çözümü konusunda ABD’nin ısrarları
sonucunda yatırımcıyı kollayan ileri düzeyde düzenlemeleri
içeriyor. Bu düzenlemelerin doğrudan yabancı sermaye akımına
getirdiği ilave teşvikler nedeniyle, yabancı sermaye akımının
Güney Doğu Asya bölgesindeki TPP’ye taraf ülkelere kayma
olasılığı da dikkate alınmalı.
Bu tür ortaklık iddiasıyla oluşturulan ticaret anlaşmaların-
dan beklenti sadece pazara girişle sınırlı değil. Bu tür anlaşmalar
ülkelerin kendi ekonomi politikalarına ilişkin reform planlarını
da gözden geçirmelerini sağlıyor. Bu bağlamda TPP’nin üye
ülkeler bakımından yaratacağı etki zaman içinde aralarında Tür-
kiye’nin de olduğu TPP dışı ülkeler için de önemli bir gösterge
ve örnek oluşturacaktır. Bu husus Gümrük Birliği’nin derinleş-
tirilmesinin hayati önemde olduğunu gösteriyor.
ninin kamuya duyurulması ve Obama’nın
Kongre’den aldığı hızlandırma yetkisinde
belirtilen 90 günlük gözden geçirme süre-
cinin başlaması gerekiyor. Bu durumda TPP
Anlaşması’nın Kongre’ye sevk edilmesinin
2016 Bahar aylarında olması bekleniyor.
KÜRESEL TİCARET SİSTEMİNE KATKISI
DTÖ sisteminin günümüzün gerektir-
diği düzenlemeleri yapmakta gecikmesi,
ülkeleri ikili veya çoklu ticaret anlaşmaları
yapmaya sevk ederek bunların çoğalmasına
ve küresel ticaretin daha da karmaşık bir
hale gelmesine neden olduğu biliniyor. 2008
küresel ekonomik krizin etkilerinin devam
ettiği günümüzde, ülkelerin korumacı po-
litikalardan vazgeçmeye öncelik vermediği
bir zamanda küresel hâsılanın %40’nı temsil
eden ülkelerin kapsamlı bir “serbestleşme”
anlamına gelen TPP Anlaşması’nı tamamla-
maları önemli. Bu aynı zamanda bir süredir
çok taraflı serbestleşme gerçekleştiremeyen
ARAŞTIRMA