EKONOMİK
FORUM
22
B
ugün Türkiye’nin karşı karşıya
olduğu en önemli mesele sür-
dürülebilir bir büyüme strateji-
sinin olmaması. Halen olmadığı
içindir ki ekonominiz epey bir süredir düşük
tempoda büyüme süreci içine sıkışıp kalmış
durumda. Dünyada iki farklı tip ülke ortaya
çıkıyor. ABD, Çin ve hatta Hindistan gibi
nerede olduklarını ve nereye gideceklerini
bilip tasarlayan ülkeler. Ve rüzgârın önünde
sürüklenenler. Türkiye halen ikinci grupta
yer alıyor. Yeni bir büyüme modeli tasarımı
konusunda geç kaldığımız için 2023 hedef-
leri Kaf dağının arkasında uzak bir hayale
dönüşüyor. 1990’lardaki gibi dışarıya değil
içeriye, fırsatlara değil tehditlere odaklanmış
durumdayız. 1 Kasım seçimlerinden siyasi
istikrar ve tek parti hükümeti çıkması, taze
bir başlangıç için fırsat olabilir. 2016’dan iti-
baren yeniden dışarıya ve fırsatlara bakmaya
başlamalıyız. Yeni bir büyüme modeli ve
sanayileşme stratejisi hazırlamalıyız. Vergi,
istihdam, eğitim, enerji, finans politikaları
hep bu stratejinin parçası olmalı.
Türkiye’nin önündeki
yapısal reformlar
Öncelikli yapısal reformları beş başlık
altında toplayabiliriz. Birincisi makroeko-
nomik istikrarın sürdürülmesidir. İkincisi,
şirketlerin ölçeklerini büyütmek suretiyle
rekabet güçlerini arttırmaya yönelik ola-
rak finansman kaynaklarına erişimlerinin
önündeki engellerin kaldırılmasıdır. Üçün-
cüsü ise hem şirketlerin rekabet gücüne
olumlu katkı yapacak hem de yüksek sevi-
yelerden bir türlü gerilemeyen işsizliği azal-
tacak aktif ve pasif iş gücü politikalarının
uygulanmasıdır. Dördüncüsü, özel sektöre
yön verecek bir sanayi politikası tasarımıdır.
Bu kapsam içinde yatırım teşvik sistemi,
vergi yapısı, enerji politikası da dâhildir.
“2016’da Türkiye’yi bekleyen
beş risk ve beş fırsat”
TOBB BAŞKANI M. RİFAT HİSARCIKLIOĞLU:
KAPAK KONUSU
2016 yılında risklere değil,
fırsatlara, içeriye değil
dışarıya odaklanmamız
lazım. Ekonomide en önemli
konulardan biri beklentilerin
doğru yönetilmesidir. Dünyaya
kendimizi iyi anlatmamız,
algıyı yönetmeniz gerekir. Eğer
Türkiye olarak yeni bir büyüme
hikâyesi başlatırsak, dünyadaki
algıyı olumlu anlamda
yönetmiş oluruz.
Beşincisi, yargı sisteminin etkinliğini ve
güvenilirliğini artıracak hukuk reformudur.
Yargıya ve mahkemelere olan güvenin
azalması, uzun dava süreleri, bilirkişilik sis-
temindeki tıkanıklıklar hem güven ortamı-
nı hem de iş ve yatırım ortamını olumsuz
etkilemektedir.
Türkiye’nin ekonomik
riskleri ve fırsatları
Dünyada neler oldu diye baktığımızda;
petrol ve emtia fiyatları düşüşünü sürdürdü.
Bunların ihracatçısı olan ülkelerin (Rusya ve
Suudi Arabistan başta olmak üzere) gelir
kayıpları arttı. Mali durumları giderek bozul-
maya devam etti. Jeopolitik riskler özellikle
Orta Doğu’da yükseldi. Çin ekonomisi bo-
zulma işaretleri göstermeye başladı. AB ve
Japonya, parasal genişlemeye gitmelerine
rağmen, ekonomilerinde kalcı bir toparlama
Orta Doğu’daki karmaşa,
Rusya ile yaşanan sıkıntılar, Av-
rupa’daki toparlanmanın zayıf
seyri ihracat performansımıza
etki ediyor.
Fotoğraf:
TOBB Fotoğraf Servisi