25
EKONOMİK
FORUM
B
ahçeşehir Üniversitesi Ekonomik
veToplumsal Araştırmalar Merkezi
(BETAM) Direktörü Prof. Dr. Sey-
fettin Gürsel, üst üste seçimlerin
yarattığı gerginlikler ve belirsizlikler dikkate
alındığında Türkiye’nin ekonomik büyüme
performansının oldukça iyi bulduğunu söy-
ledi. Prof. Dr. Gürsel’in 2016’daTürkiye ekono-
misine yönelik öngörüleri şöyle:
2015 yılı büyümesinin (yıldan yıla) %4 ci-
varında gerçekleşeceği belli oluyor. Bununla
birlikte enflasyon cephesinde büyük başarı-
sızlığı da vurgulamak gerekiyor. Halen %8’in
üzerinde seyreden enflasyonu Merkez Ban-
kası yılsonu için %5,5 olarak tahmin etmişti.
İthalat ve ihracat geriledi
2015’te büyümeyi nispeten düşük tah-
min etmem büyük ölçüde net ihracattan
kaynaklandı. Özel tüketimin %2-3 oranında
artacağını öngörmüştüm. Biraz daha yüksek
olacak. Keza yatırımlarda da bir sıçrama ola-
mayacağını, %2-3 arasında artış beklenebi-
leceğini tahmin etmiştim. Gerçekleşmenin
biraz daha düşük olacağı görülüyor.
Buna karşılık ithalatın az da olsa artacağı-
nı, ihracat artışının ise zayıf dış talep nedeniy-
le durgun geçeceğini, bu koşullarda da net
ihracatın büyümeye negatif katkı yapmasını
bekliyordum. 2015’te hem ihracat geriledi
hemde ithalat. Ancak serbest düşüşe geçen
petrol fiyatları sayesinde ithalat, ihracattan
çok daha fazla düşüş gösterdi. Bu sayede de
net ihracat büyümeye pozitif katkı yaptı. Böy-
le bir ‘hediyeyi’ tahmin edemedim. Dostum
Haluk Tükel blogunda faydalı bir hesap yap-
mış. Petrol fiyatlarında düşüş olmasaydı cari
“2015 beklenenden
iyi geçti”
Bahçeşehir Üniversitesi Prof. Dr. Seyfettin GÜRSEL
Ekonomik büyüme açısından 2015 beklenenden iyi geçti. Geçen
yılın başında GSYH artışını %3 olarak tahmin etmiştim. Yılın ilk üç
çeyreğinde birikimli büyüme oranı %4,3’e ulaştı. Son çeyrek daha
belli değil ama pozitif büyüme kesin gibi.
açığın Ekim 2014’ten Ekim 2015’e 38 milyar
dolar yerine 56milyar dolar olacağını tahmin
ediliyor. Bu durumda net ihracatın katkısının
negatif olacağı kolaylıkla hesaplanabilir.
Ücretlerdeki artışın
ekonomiye yansıması
Siyasal belirsizliklerin son bulmasına rağ-
men 2016’da ekonomik cephe epey karmaşık
görünüyor. Bu karmaşıklığın başlıca iki nedeni
var: Birincisi, önceki yıllarda tecrübe etmedi-
ğimiz güçlümaaş ve ücret artışları yaşanacak.
İkinci neden ise bu artışların kamçılayacağı
iç talep ve ekstra enflasyon ortamında para
politikasının nasıl bir yol izleyeceği.
2016 emekliler, muhtarlar, polisler gibi
çeşitli kesimlere yapılacak maaş zamları ile
start alacak. Daha önemlisi asgari ücretin
%30 artışı genel bir ücret şoku doğuracak.
Firmalar önemli ölçüde artacak iş gücü ma-
liyetinin devlet tarafından karşılanmasını
istiyor. Hükümet ise hâlâ hesap kitap yap-
makla meşgul. Ekstra yükün bir bölümünü
karşılaması gerektiğini nihayet anladı. Ama
yükün ne kadarını ve hangi yoldan karşıla-
yacağına karar veremiyor. Çeşitli destek ve
hibelerin yükselteceği bütçe açığını daha
fazla yükseltmek istemiyor.
Reel ücretlerde meydana gelecek çaplı
artışın tüketimi kamçılayacağı aşikar. Bu ka-
lemden büyümeye önemli bir katkı geleceği
kesin. Özel tüketim artışının %5’e kadar çıka-
bileceğini tahmin ediyorum. Buna karşılık
iç talepteki canlanmanın makro dengeleri
sarsması beklenmeli.
Petrol fiyatlarının daha fazla düşmeyece-
ği varsayımı altında ithalatın artışa geçmesi
kaçınılmaz. İhracat ise hem zayıf dış talep
hemde tekstil, konfeksiyon gibi emek yoğun
kesimlerde maruz kalacağı rekabet zafiyeti
nedeniyle ithalat artışını karşılamakta zor-
lanacaktır. Net ihracatın büyümeye negatif
katkı yapmasını bekliyorum.
Yatırımların durumu karışık
Tüketim artışı iç pazara çalışan firmaların
yatırımlarını canlandırabilir. Ama aynı zaman-
da cari açıkta ve enflasyonda artış, dolayısıyla
reel kur artışı yatırımları olumsuz etkiler. Bu zıt
yönlü etkiler sonucunda yatırımlarda dikkate
değer bir artış beklemiyorum. Bu eğilimler
ışığında 2016’da %4 civarında ama dengesiz
bir büyüme tahmin ediyorum.
2016 ve daha sonrası için esaslı iddialar
dile getirildi ama bir büyüme hedefi konul-
madı bunun altını çizelim. Son OVP’da bü-
yüme hedefi %5 bunun da Cumhurbaşkanı
tarafından hiç de yeterli bulunmadığını bili-
yoruz. 2016 ve sonrası için verimliliğe dayalı,
dengeli cari açığı azaltmaya devam ederek
verimlilik birçok kez vurgulanıyor. Verimlilikte
düşüş oldu bu son derece endişe verici bir
karakter. Bir taraftan istihdam büyümenin
üstünde artıyor. Bu düşük büyümeyle emek
verimliliğinin düşmesi söz konusu.