109
EKONOMİK
FORUM
"Ülkem zdek küçük ve orta ölçek şyerler n n hızla d j tal teknoloj
kullanmaya geçmes gerek” demek yeterl değ l. İş dünyasının örgütler ,
entelektüel ve prat k uygulamalar bağlamında yapacaklarımızı b r
plana, projeye, merkez b r akla bağlamamız gerek yor.
bilim insanlarını ve en iyi analistleri bünyemize katma" sorumluluğuna
götürür. Tamda sözü edilen nedenle, "dijitali teknoloji değil, insanı bir
konu olarak düşününün" önerisinin haklılığını tartışmamız gerekir.
İkincisi, ülkemizde ister insanın performansını artırsın, isterse
insanın yerini alan teknolojilerin yaratacağı sorunlar üzerine durulsun,
"günümüzde teknoloji ile dijitali birlikte ele almak gerekiyor."
Dijitalin alternatifi başka bir teknolojik düzeye erişinceye kadar,
insanın performansını artıran, yaşambiçimi ve yaşam tarzını belirleyen
teknolojiler arasında dijitalin ağırlaşan etkisini hesaba katmalıyız.
Federer'in altını çizdiği üçüncü etken,"dijitale yatırım yaparken
nicelikten çok ürün değerine odaklanmak gerekiyor: Ne kadar sattığı-
mız değil, yarattığımız etki önemli" hale geliyor. Bir yenilik alanı olarak
dijitalleşmeyi doğru yönetebilmek için teknolojinin olası etkilerini
iyi bilmeliyiz ki yatırımlarımızı doğru yerde, doğru zamanda, doğru
yapılara yönelik yapabilelim.
Beşinci öneri, "veriyi müşteriyi anlamak için kullanın; müşterilere
değer katacak yatırımlar yapın" uyarısıdır. Her dönemde iş yerlerinin
uzun ömürlü olmalarının üç ayağı vardır: Kendi çalışanınınmotivasyo-
nu, müşterinin bağlılığı ve nakit akımının yönetim. Dijital teknoloji her
üç alanının kontrolü için bize çok sayıda olanak sunuyor.
Altıncı öneri, "küçük ve orta ölçek işyerlerinin büyümesi için birçok
fırsat var; dünya ile bağlantı kurarak fırsatları değerlendirebilirsiniz."
Makinelerin birbiriyle iletişim kurması, internette ve bulut bileşimde
her şeyin birbirine bağlanabilmesi; akıllı, bağlantılı ürünlerin hızla
yaşamımıza girmesi, analitiğin temel üretim girdisi haline gelmesi, üç
boyutlu baskı ve eklemeli üretimin değer üretmenin bütün halkalarını
yenilemesi; değer üretiminin örgütlenme biçiminin değişmesi gibi
tanıdık ve bildik olmayan bir alana doğru ilerliyoruz. Bağımsız bütün
araştırmalar, küçük ve orta ölçek yapının köklü değişmeler göstere-
ceğini kanıtlıyor. Şimdi bize düşen görev, değişik takımlar oluşturarak
ülkemiz açısından bu yeni oluşumu en üst düzeyde nasıl değerlendi-
rebileceğimizin yanıtlarını aramadır.
Hizmetin yıldızı parlıyor
Federer'in yedinci uyarısı, "hizmetleriyle ve ilişkileriyle değer ya-
ratmayı öğrenmeyen şirketler geleceğe yürüyemez,"cümlesiyle özet-
lenebilir. Hizmetlerin yıldızının parladığı bir gelişme aşamasındayız.
Hizmet üretiminin etkili olabilmesi içinmüşteri ihtiyaçlarını tanıması ve
müşteriye en kısa zamanda erişebilme yetkinliğinin geliştirilmesi gerekir.
Açıklanan diğer çalışma konuları kadar hizmet üretiminde insanımızın,
şirket yönetimlerinin, kamu örgütlerinde çalışanların ve sivil inisiyatif-
lerin bir uzlaşılan bir strateji geliştirmeleri gerekir. Ne yazık ki ülkemizde
böylesi bir ortak çalışma gelenekleri yerli yerine oturmuş değildir.
İş dünyası dediğimizde sadece imalat kesimi ve somut ürünler
de anlaşılmamalı. Çünkü dijital kökenli yenilik sadece iş yaşamıyla
sınırlı değil. Japon çağdaş sanatçı topluluğu teamLamb sözcüsü
Ikkan Sanada
2
, bilgi toplumunda bilginin dinamik ve akışkan halinin,
fiziksel varoluşa herhangi bir bağımlılık içinde olmadığını söylüyor.
Kendilerinin, sanatın fiziksel sınırlar ve bağlardan özgürleşmesi ge-
rektiğini düşündüklerini belirterek, "Sanat dijital çerçevesiyle daha
genişlemiş durumdadır ve bu nedenledir ki izleyiciler onlarla fiziksel
maddelerin ötesinde bir ilişki kurabilmektedir" diyor. Üretim alanımız
sanat, fiziksel ürünler ya da yaşam biçimimizde yer alan başka bir şey
olabilir. Örneğin tarımve hayvancılık ilgi alanımız olabilir. İş alanlarında
kararlar alırken yönlendirici eğilimlerin yarattığı fırsat ve tehlikeleri
analiz etmeliyiz. Bilim ve teknik alanındaki değişmelerin yarattığı ve
yönlendirdiği eğilimlerin tarım ve hayvancılıkta doğrudan ve dolaylı
etkilerini de gözlemezsek, bütünsel bir kalkınma yaratamayız.
Teknoloji "hiç bir şeyi unutmayacağımız saklama ve erişebilme"
olanakları yaratıyor. Bu yeni eğilim bilgi birikiminin sınırları genişleti-
yor. Bilgi sınırlarının genişlemesi, tarımsal üretimde toprağı daha iyi
tanımamızı, bitkinin toprakla ilişkilerini anlamamızı ve öğrenmemizi
kolaylaştırıyor. Modern seralarda, taşlarından ayıklanmış, nadası zama-
nında yapılmış yaban ot mücadelesi tamamlanmış, sulama olanakları
sağlanmış bitek topraktan aldığımız ürünün birkaçmisli verimalınma-
sının nedeni, bilgi sınırlarının ve kontrol tekniklerin geliştirilmesidir.
Bilimi ve teknolojideki gelişmeler, bütün üretim alanlarında oldu-
ğu gibi, tarımsal üretimi ve hayvan yetiştirilmesinde bilginin yarattığı
büyümeyi yerel doğrusal eksenden, küresel ve üstel büyüyen eksene
kaydırıyor. Tarım alanında nelerin olacağını merak edenlerimizin
CRISPR Cas 9 metodundaki gelişmeleri ve benzerlerini yakından
izlemeleri gerekir.
Erken aşama fırsatı
Dijital teknoloji bütün üretim alanlarının bileşen ve bağlam
dengelerini yeniden kurma potansiyeline sahip. Dijital oluşumları
görmezden gelmek işimizi zorlaştırır; onunla yüzleşme özgüvenini
geliştirmek de gelişme kapılarını açar. Ülkemizin iş dünyasında kanaat
önderi ve karar alıcı mevkide bulunanlar gerekli yoğunluk, yaygınlık
ve derinlikte 'dijital dönüşümü' tartışmalı gerektiği kadar hızda içsel-
leştirmeye çalışmalı.
"Ülkemizdeki küçük ve orta ölçek işyerlerinin hızla dijital teknoloji
kullanmaya geçmesi gerek" demek yeterli değil. İş dünyasının örgüt-
leri, entelektüel ve pratik uygulamalar bağlamında yapacaklarımızı
bir plana, projeye, merkezi bir akla bağlamamız gerekiyor. Öngörme
ve önlem almadan, yapılan işleri ciddi geri bildirimlerle gözetim de-
netlemeden yana işleyen kurumlara sahip olmadan istenen gelişme
yakalanamıyor.
1)
Şehriban Kıraç," Önce çalışana yatırım yapın" Cumhuriyet, 6 Temmuz 2016
2)
Evrim Altuğ," Kayıp armoninin dijital ressamları" Cumhuriyet 7 Temmuz 2016