Background Image
Table of Contents Table of Contents
Previous Page  105 / 132 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 105 / 132 Next Page
Page Background

105

EKONOMİK

FORUM

Telif hakkı: Project Syndicate, 2016.

www.project-syndicate.org

Bütün dünyada artan eş ts zl ğ n aks ne Nam bya’nın G n katsayısı

(gel r dağılımındak eş ts zl ğ n standart ölçüsü), 1993 yılından

ber 15 puan düşmüş durumda (Nam bya daha önce, dünyadak

en yüksek puanlardan b r ne sah pt ). Ayrıca fak rl k oranı, yarıdan

daha fazla azalmış bulunuyor.

bir büyüme elde etti. Aynı zamanda Namibya’da borcun GSYH’ye

oranı, %25 civarında. Bu Avrupa veya ABD’deki borç oranının üçte

birinden daha az.

İşsizlik oranı %28

Bununla beraber Namibya’nın sorunları da var. Geleneksel bir

şekilde ölçüldüğü zaman işsizlik oranı inatçı bir şekilde %28 civa-

rında çıkmaktadır. Ve bölgedeki diğer ülkelerde de olduğu gibi çok

yüksek bir HIV/AIDS oranına sahip. Nüfusunun neredeyse %17’si

HIV-pozitif.

Dünya Bankası Namibya’yı yukarı orta gelirli olarak sınıflandırsa

da yetkililer Namibya’nın gelişmekte olan bir ülke olduğu konusun-

da ısrar etmektedir. Namibya’nın daha az gelişmiş ekonomilerde

görülen bazı güçlükler yaşadığı açık. Çok küçük bir nüfus ile çok

geniş ve kurak toprakları geliştirmek zorunda. Bu nüfusa, kendi

kimliklerini kaybetmeden modern bir topluma entegre edilmesi

gereken göçmen avcı-toplayıcı çöl toplulukları da dâhil. Daha çeyrek

yüzyıl önce küresel ekonominin en uç kenarlarında bulunan insan-

ların entegre edilmesi, hangi ülke için olursa olsun, zor bir iş. Ama

bu Namibya için daha da zor görünüyor: Namibya, dünyadaki diğer

bütün ülkeler kadar iklim değişiminin etkilerini doğrudan yaşıyor.

Bununla birlikte Namibya, farklı alanlara yönlendirilmiş bir

ekonomi ve birbirine bağlı bir toplum yaratarak bu sorunları gö-

ğüslemeyi başarmış. Özellikle de ülkenin özgürlük mücadelesinin

rakip siyasi grupları, halkın ortak iyiliği için el ele verip büyük bir

çaba göstermiş.

Gerçekten de Namibya, sadece kendi vatandaşları için değil

komşuları için de düşük maliyetli sağlık hizmetleri sunuyor. Na-

mibya’nın kuzeyindeki sağlık kurumlarına başvuranların %15-20’si

Angola vatandaşlarından oluşuyor. Sınırın hemen yanında bulunan

kaldığımız otelin müdürü, otel kafeteryasından yiyecek birşeyler

satın almak ya da Namibyalı sağlık çalışanlarına görünmek isteyen

Angolaları getirmek için, timsah dolu nehrin karşısına düzenli olarak

küçük bir tekne gönderiyordu.

Madencilik sözleşmeleri

Namibya’da hiçkimse, kendi ülkeleri ile fakir ve yolsuzluğa

bulaşmış komşuları arasında bir duvar inşa etmekten bahsetmiyor.

Bilakis, tanıştığımız Namibyalılar komşularını seçemeyeceklerini

çok iyi anlıyorlar, bu nedenle az sayıdaki su kaynaklarını onlarla

paylaşarak, bölgesel sağlık projelerinde işbirliği yaparak, yatırımı

teşvik ederek ve öğrenci değiş tokuşunda bulunarak onlarla birlikte

çalışmayı tercih ediyorlar.

Dahası Namibya hükümeti, çok miktarda doğal kaynağın çok

çabuk bir biçimde başa bela olabileceğini, çoğunluğun yoksul-

laşması pahasına çok küçük bir kesimi zenginleştirebileceğini çok

iyi anlamış bulunuyor. Yetkililer, Namibya’nın doğal serveti, altyapı

yatırımlarında ve insanların üretici yeteneklerini geliştirmekte kulla-

nılmadıkça, kaynakların tükenmesinin ülkeyi zenginleştirmeyip fakir-

leştireceğini iyi biliyorlar. Ayrıca, ülkenin kaynaklarından Namibyalılar

için olabildiğince çok şey elde etmemenin sorumsuzluk olacağının

farkındalar. Bu nedenle yatırım yasalarını tekrar ele alıyorlar ve Na-

mibyalıların çıkarını korumak için madencilik sözleşmelerini tekrar

gözden geçiriyorlar.

Bu süreçte şeffaflık, çok önemli bir rol oynuyor. Bu nedenle

hükümetin basın özgürlüğüne verdiği destek son derece önemlidir.

Başkan Hage Geingob’un da bize ifade ettiği gibi basın sıklıkla kendi-

sinin hoşlanmadığı şeyler söylüyor. Bununla beraber Geingob’a göre

Güney Afrika’dan bağımsızlıklarını kazanmak için savaşmış oldukları

için kazanmış oldukları özgürlükleri savunmaları gerekiyor. Ayrıca

Geingob şeffaflığın onu şirketlerden veya diğer çıkar gruplarından

gelecek iltimas taleplerinden koruduğunu da kabul ediyor.

Namibya’nın anahtar nitelikli kaynaklarını hepsi sınırlı değil.

Bazıları örneğin balıkçılık, yenilenebilir ve hükümet bunları koruyup

geliştirmek için çok çalışıyor. En önemlisi, diğer kaynağa bağımlı

ekonomilerden farklı olarak Namibya kendi ekonomisini çeşitlen-

dirmeyi başarmış durumda. Öyle ki hizmetler GSYH’nin %60’ından

fazlasını meydana getiriyor, bu alanda da turizmbaşı çekiyor. Ülkeyi

her yıl bir milyondan fazla yabancı turist ziyaret ediyor. Bu hiç de

şaşırtıcı değil. Namibya dünyadaki en güzel yerlerden biri ve halkı da

çevreyi ve hayvanları korumak için çaba sarf ediyor. Bundan yaklaşık

100 yıl önce sömürgeciler spor için avlanmaktan hoşlanıyordu ve

gergedan ve fil nüfusunun büyük bir bölümünü yok ettiler. Şimdi

yerel bilim adamları hayvanları İskelet Sahili’ne (Skeleton Coast)

ve ülkenin diğer parçalarına geri getiriyorlar. İronik bir şekilde, bu

projenin finansmanının bir bölümü, bu davaya bağışta bulunan

günümüzün %1’inden geliyor.

Namibya, çok ciddi dezavantajlarla, aşırı ırkçılık, sömürgecilik,

eşitsizlik ve gelişmemişlik ile yola çıkan ülkelerin bile ortak bir refaha

doğru yol alabileceğinin güzel bir örneğidir. Namibya’nın başarısı

uluslararası alanda kabul görmeli, hatta diğer ülkeler tarafından

tekrarlanmalıdır.

Not:

Joseph E. Stiglitz, ColumbiaÜniversitesi Uluslararası ve

Halkla İlişkiler Bölümündemedya ve iletişimprogramı direktörü

Anya Schiffrin ile birlikte yazmıştır.