Background Image
Table of Contents Table of Contents
Previous Page  101 / 132 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 101 / 132 Next Page
Page Background

101

EKONOMİK

FORUM

Telif hakkı: Project Syndicate, 2016.

www.project-syndicate.org

Sürdürüleb l r kalkınma yalnızca b r d lek veya slogandan baret

değ ld r, küresel gel şme ve yüksek st hdama ulaşan tek gerçekç yolu

sunmaktadır. Zaman, hak ett ğ lg y ve yatırımı verme zamanıdır.

men, iktidardaki sekiz yılı içerisinde bir kilometre dahi hızlı tren hattı

döşenmemiştir. Sadece Amerika Birleşik Devletleri değil her yerde

artık sözlerin eylemlere dönme ve sürdürülebilir kalkınmaya yüksek

yatırım çağını başlatma vaktidir.

Bu stratejinin karşısında üç zorluk bulunmaktadır: doğru projeleri

tespit etmek; hem kamu hem de özel sektörü (ve sıklıkla birden

fazla ülkeyi) içeren karmaşık planlar geliştirmek ve finansmanı

yapılandırmak. Başarabilmek için hükümetlerin etkin uzun vadeli

planlama, bütçelendirme ve proje uygulama yeteneklerinin olması

gerekmektedir. Çin, son 20 yılda (büyük çevresel hatalara rağmen)

bu yetenekleri sergilemişken, ABD ve Avrupa bu konuda alt edilmiş-

tir. Bu arada Uluslararası Para Fonu ve diğerleri tarafından en yoksul

ülkelere denemeye bile kalkışmamaları söylenmiştir.

Bugün, hükümetler bu kilit zorluklardan en azından birisinin

üstesinden gelmek için az da olsa yardım alacaktır. Sürdürülebilir

Kalkınma Hedefleri (SDG) ve Paris İklim Anlaşması, hükümetleri

doğru projelere yönlendirmeye yardımcı olacaktır.

Dünyanın düşük karbon enerji sistemlerine büyük yatırımlar

yapmaya ve yeni kömür yakmalı elektrik tesislerinin yapımına bir son

vermeye ihtiyacı vardır. Ayrıca elektrikli araçlar (ve gelişmiş aküler) ile

içten yakmalı motorlu araçlarda keskin bir düşüşe gitmeye ihtiyacı

vardır. Gelişen dünyada, özellikle hızlı büyüyen kentsel bölgelerde

su ve sanitasyon projelerine büyük yatırımyapılması gerekmektedir.

Düşük gelirli ülkelerde ise özellikle sağlık ve eğitim sistemlerinde

büyümeye ihtiyaç vardır.

Çin’in“tek kuşak, tek yol”girişimi (Asya’yı modern altyapı ağlarıyla

Avrupa’ya bağlamayı hedeflemektedir) projelerin düşük karbon

enerjili bir geleceği düşünerek tasarlandığı varsayılırsa, bu hedeflerin

bazılarının ilerlemesinde yardımcı olacaktır. Bu girişim, özellikle de

Avrasya’da kara ile çevrili ülkelerde istihdamı, harcamayı ve büyüme-

yi artıracaktır. Hatta, Avrupa Birliği, Rusya ve Çin arasında ekonomik

ve diplomatik ilişkilere yeni bir dinamizm getirecektir.

Afrika ülkelerinin durumu

Benzer bir programa Afrika’da da acilen ihtiyaç duyulmaktadır.

Her ne kadar Afrika ülkeleri, öncelikli yatırımları elektrik verme ve

ulaşım olarak belirlemiş olsa da, yeni bir yatırım harcaması dalgası

olmazsa ilerleme yavaş olacaktır.

Afrika ülkelerinin yalnızca eğitime yaptıkları toplamharcama yılda

onlarca milyar dolar oranında ve toplam altyapı harcamaları yılda en

az 100 milyar dolar oranında artmalıdır. Bu ihtiyaçlar ağırlıklı olarak,

Çin, Avrupa ve ABD’den alınan uzun vadeli ve düşük faizli kredilerle ve

Afrika ülkelerinin uzun vadeli tasarruflarına hareketlilik kazandırılarak

(örneğin yeni emeklilik sistemlerinin getirilmesiyle) karşılanmalıdır.

ABD ve Avrupa ayrıca, yeni büyük altyapı programlarına ihti-

yaç duymaktadır. En son büyük altyapı projesi olan, ulusal otoyol

sistemini 1970’te tamamlayan ABD, düşük karbonlu enerji, yüksek

hızlı tren ve elektrikli araçların kitlesel olarak alınmasına yatırım

yapılmasını vurgulamalıdır.

Avrupa’da ise, Avrupa Komisyonu’nun Avrupa içinYatırım Planı

– Komisyon Başkanı Jean-Claude Juncker’a atfen “Juncker Planı”

olarak anılmaktadır – AB’nin SDG programı olmalıdır. Örneğin,

Avrupa çapında düşük karbonlu enerjiye yönelik bir iletim şebekesi

oluşturmaya ve yenilenebilir elektrik üretmek konusunda ciddi bir

artışa odaklanmalıdır.

Bu tür programları finanse etmek için, çok taraflı kalkınma banka-

ları –Dünya Bankası, Asya Kalkınma Bankası ve Afrika Kalkınma Bankası

gibi – sermaye piyasalarından genel olarak daha fazla düşük faiz oran-

larında seyreden uzun vadeli borçlar almalıdır. Daha sonra bu fonları

hükümetlere ve kamu-özel yatırımkuruluşlarına borç olarak vermelidir.

Hükümetler yavaş yavaş artan karbon vergilerini toplamalı

ve gelirleri düşük karbonlu enerji sistemlerini finanse etmek için

kullanmalıdır. Genel kurum vergisi sistemindeki korkunç boşluklar

kapatılmalı ve böylece genel kurumsal vergilendirmenin yıllık en az

200 milyar dolar oranında artması sağlanmalıdır (şu anda Amerika

şirketleri, en nihayetinde vergilendirilmesi gereken yaklaşık 2 trilyon

dolarlık deniz ötesi fonların üstünde oturmaktadır). Artı gelirler yeni

kamu yatırımı harcamalarına tahsis edilmelidir.

En yoksul ülkelerde, gereken yatırımın pek çoğu artan resmi

kalkınma desteğiyle sağlanmalıdır. Bu artı yardım parasını elde et-

mek için, Orta Doğu’daki savaşı bitirmek de dahil olmak üzere askeri

harcamaları azaltmak; nükleer silahların bir sonraki nesline kesin

bir şekilde karşı durmak; deniz aşırı ABD askeri üslerini azaltmak ve

iyileştirilmiş diplomasi ve işbirliği ile ABD-Çin silah yarışlarını engel-

lemek gibi çeşitli yollar bulunmaktadır. Elde edilen barış karı hissesi,

günümüzün fakirleştirilmiş ve savaştan zarar görmüş bölgelerine

sağlık hizmetleri, eğitim ve altyapı olarak yönlendirilmelidir.

Sürdürülebilir kalkınma yalnızca bir dilek veya slogandan ibaret

değildir; küresel gelişme ve yüksek istihdama ulaşan tek gerçekçi

yolu sunmaktadır. Zaman, hak ettiği ilgiyi ve yatırımı verme zamanıdır.