forum238 - page 86

sırasında kullanılan kimyasallar bu çatlak-
ları kullanarak Dicle ve Fırat nehirlerinin
beslenme havzasına rahatlıkla ulaşacak
ve çevreyi yaşanmaz hale getirmeyecek
mi? Bu sular içilmez hale bile gelebilir. Bu
bölgedeki ruhsatların Türkiye Petrolleri
Anonim Ortaklığı’nın (TPAO) elinden alın-
ması ve özel şirketlere verilmesi yukarıda
saydığımız hassasiyetler üzerindeki devlet
kontrolünü yok etmeyecek mi? Sorulacak
sorular o kadar çok ki! Bütün bu ince araş-
tırmalar yapılmadan şeyl gazı üretimi için
bu bölgelerde çalışmalara başlanması Tür-
kiye’de tamir edilemez problemlerin ortaya
çıkmasına sebep olabilir.
Şimdi şu soru sorulabilir: ABD gibi çev-
reye önem veren bir ülke bu işlemlere ne-
den müsaade ediyor? Gizli tutması gereken
bir teknolojinin dış ülkelerde eşzamanlı
olarak uygulanmasına neden müsaade edi-
liyor?
Dünyada doğal gaz fiyatları artıyor ve
bu artış Rusya ile başta İran ve Katar ol-
mak üzere Orta Doğu ülkelerince kontrol
ediliyor. Başkan Obama ilk döneminde,
ABD’deki enerji tüketimini emniyetli sür-
dürebilmek için şeyl gazı üretimini destek-
ler bir pozisyon aldı. Daha önce ekonomik
olmaması ve çevresel problemler sebebiyle
ön plana çıkarılmayan şeyl petrol ve şeyl
gazı üretimleri için yeni teknolojiler des-
teklendi. Mayıs 2010‘da 1,4 milyon bilim
adamını temsil eden “The Council of Scien-
tific Society” bilim heyeti kurum başkanı,
Başkan Obama’ya mektup yazarak şeyl
kaynaklı gaz ve petrol üretimlerinin küre-
sel ısınmayı daha fazla artırdığını belirtti.
Bu teknikler şeyl gazı üretimi için bü-
yük rezervlere sahip Çin’de kullanılması
ise yakın zamanda gerçekleşecektir. Çünkü
Çin’in kömürden başka önemli bir fosil ya-
kıt kaynağı bulunmuyor. Mevcut rejimleri
sebebiyle, Çinlilerin çevre kirliğiyle ilgili
bir konuyu gündeme taşıyacakları da düşü-
nülmüyor.
Çevreye oluşturduğu zararlara ait ra-
porların artışı Obama yönetimini yeni
kararlar almaya itti. ABD Enerji Bilgi Yö-
netimi Kurumu (Energy Information Ad-
ministration/ US-EIA) bu konuda önemli
bir görev üstlendi ve 2012 yılının son yarı-
sından itibaren medyayı yoğun bir şekilde
kullanmaya başladı. ABD’nin enerji prob-
lemini şeyl gazı üretimiyle çözdüğünü ve
hatta yakın bir zamanda dünyaya gaz satar
hale geleceklerini her platformda duyurdu.
Ancak bu tip yönlendirmelerle ilk plan-
da hedeflenen şeyin, Rusya, Katar ve İran
gibi doğal gaz üreticilerinin satış fiyatlarını düşürmesini sağ-
lamak ve ucuza doğal gaz alıp depolamak olacağını her ülke ve
kurum düşünmeye başladı. Nitekim bu şekilde düşünen Rusya
Gazprom Başkanı Alexey Miller de bu haberlerin bir balon oldu-
ğunu ve fiyat düşürmeyeceklerini açıkça ifade etti. Şeyl gazıyla
ilgili haberleri yaymaya devam eden ABD, bu konuda da EIA’yı
da tekrar harekete geçirdi. Bu kez EIA’da çalışan, ülkelerinde şeyl
gazı potansiyeli bulunan orjinleri farklı bilim insanlarını, kendi
ülkelerini ziyaret ederek şeyl gazı konusunda konferanslar ver-
meleri sağlandı. Bu konferanslara ek olarak bu ülkelerdeki dost
iş insanı kuruluşları tarafından aynı kişilere bilimsel raporlar ha-
zırlatılarak ülke idarecilerine ulaşmaları sağlandı. Böylece hem
bu ülkelerdeki şeyl gazı üretimleri için çeşitli derin sondaj alet
edevatı satılacak, üretimlerine ortak olunacak hem de kendi ül-
kelerindeki baskılar sebebiyle kullanamadıkları yeni kimyasalla-
rı bu ülkelerde kullanarak üretim artışı denemeleri yapılacak. Bu
taktik maalesef Türkiye’de de de başarılı oldu. Nitekim benzer
bir hava 2011 seçimlerinin hemen öncesinde de oluşturuldu.
KAYA GAZI ÜRETİMİNDE TÜRKİYE NE YAPMALI?
2011 yılının Ekim ayı sonlarında Maden Tetkik ve Arama
(MTA) Genel Müdürlüğü’nün Konya-Ereğli ve Niğde-Bor ilçeleri
arasındaki alanda yaptığı sondajlarda petrollü şeyller bulduğu
medyada yer aldı. Enerji sıkıntısı çeken Türkiye için yeni bir
enerji kaynağı bulunduğu ve yüz milyarlarca dolar arasında ge-
tirilerden söz ediliyordu. Aynı ifadeler MTA’nın resmi yayın or-
ganı Doğal Kaynaklar ve Ekonomi Bülteni’nde de çıkınca bütün
basın ilgi duydu ve sayfa sayfa haberler çıkmaya başladı. Olaya
TPAO yetkilileri de dâhil oldu ve bu bölgedeki çalışmalara son-
dajlarla destek vereceklerini ifade etti.
O günlerde TPAO, bölgedeki sondajları bir ABD’li şirket
aracılığıyla yaptıracağını açıklamıştı. Sondaj işlerinin verilece-
ği şirketin isminin anlaşılmaz bir şekilde açıklanmaması birçok
dedikoduyu da beraberinde getirmişti. Olay başka boyutlara ta-
şınmış, birçok haber sitesi olaya tam araştırmadan yaklaşmış,
ENERJİ
86
EKONOMİK
FORUM
1...,76,77,78,79,80,81,82,83,84,85 87,88,89,90,91,92,93,94,95,96,...132
Powered by FlippingBook