yüksek ücretler alıyor ve esnaf rekabete dayalı
gerçek bir pazarın kaldırabileceğinin birkaç ka-
tını ödemeye zorlanıyor. Bunlar, en basit ifa-
deyle, sağladıkları gelirle kamu menfaatlerine
hizmet etmek yerine şahsi kasaları zenginleş-
tiren vergilerdir.
Diğer sorunlara henüz el atılmadı ve bazıları
daha da kötüye gitti. Amerika’da ipotek piyasası
hâlâ yaşam desteğine bağlı. Hükümet şimdi tüm
ipoteklerin %90’dan fazlasını finanse ediyor ve
Başkan Barack Obama’nın yönetimi rekabetçi
şartlarla sağduyulu borç vermeyi sağlayabilecek
yeni bir sistem bile önermedi. Finansal sistem
daha da konsantre hale gelerek bankaların sa-
dece batamayacak kadar büyük, birbiriyle bağ-
lantılı ve ilişkili olmakla kalmayıp, aynı zaman-
da yönetilemeyecek ve sorumlu tutulamayacak
kadar da büyük olması sorununu daha da şid-
detlendirdi. Kara para aklamadan piyasa mani-
pülasyonuna, borç vermede ırk ayrımcılığından
davaların yasa dışı düşürülmesine kadar skan-
dal üstüne skandal yaşanmasına rağmen hiçbir
kıdemli memur sorumlu tutulmadı. Sistem için
önemli olan kurumlar tehlikeye atılmasın diye,
uygulanan para cezaları olması gerekenin çok
altında kaldı.
Kredi derecelendirme kuruluşları iki özel
davada sorumlu tutuldu. Ama burada da öde-
dikleri ceza yaptıklarıyla yol açtıkları zararın
çok küçük bir bölümüydü. Daha önemlisi, dere-
celendirdikleri firmaların onlara ücret ödeyen
firmalar olduğu bozuk bir teşvik sisteminden
oluşan temeldeki sorunun artık değişmesi ge-
rekiyor.
BARDAĞIN EN FAZLA BİR ÇEYREĞİ DOLU
Bankacılar kriz patladığında devletten aldık-
ları kurtarma fonlarını tamamen geri ödemiş ol-
makla övünüyor. Ama devletten sıfıra yakın faiz
oranıyla büyük krediler alan herkesin sadece o
parayı devlete tekrar borç verme yoluyla milyarlar
kazanabileceğinden kimse söz etmiyor. Ekonomi-
nin geri kalanının sırtına yüklenen ve Avrupa ve
ABD’de 5 trilyon doların çok üzerinde bir kümü-
latif verim kaybı anlamına gelen maliyetten de
bahseden yok.
Bu arada, para politikasının yeterli olmayaca-
ğını söyleyenler de haklı çıktı. Evet, hepimiz Key-
nesçiydik ama çok kısa bir süre için. Mali uyarıcıla-
rın yerini kemer sıkma politikası aldı ve ekonomik
performansta tahmin edilebilen ve edilen olumsuz
etkileri oluşturdu.
Avrupa’da ekonominin dibe vurmuş olma ih-
timalinden memnun olanlar var. Verim artışının
tekrar başlamasıyla beraber, ekonomik daralma-
nın üst üste iki çeyrek sürmesi olarak tanımlanan
gerileme resmen bitti. Ama çoğu insanın gelirinin
2008 öncesi seviyelerin altında olduğu bir eko-
nomi mantıken hâlâ gerileme dönemindedir. Ve
Yunanistan ve İspanya’da olduğu gibi, işçilerin
%25’inin ve gençlerin %50’sinin işsiz olduğu bir
ekonomi hâlâ çöküntüdedir. Kemer sıkma politi-
kası başarısız oldu ve yakın gelecekte tam istih-
dam seviyesine ulaşma ihtimali yok (tabii ki, daha
hafif bir kemer sıkma politikası uygulayan Ameri-
ka için daha iyimser tahminler var).
Finans sistemi beş yıl önceki haline göre daha
istikrarlı olabilir ama bu düşük bir çıta o tarihte
bir uçurumun kenarında sendeliyordu. Hükü-
mette ve mali sektörde, bankaların kâra geçmeye
başlamasını ve orta dereceli ama zor elde edilmiş
düzenleyici iyileşmeleri kutlayanlar, bundan sonra
yapılması gerekenlere odaklanmalı. Bardağın en
fazla bir çeyreği dolu, çoğu kişi için dörtte üçü boş.
Telif Hakkı:
Project Syndicate, 2013.
Hükümette ve
mali sektörde,
bankaların
kâra geçmeye
başlamasını ve
orta dereceli
ama zor
elde edilmiş
düzenleyici
iyileşmeleri
kutlayanlar,
bundan sonra
yapılması
gerekenlere
odaklanmalı.
Bardağın
en fazla bir
çeyreği dolu,
çoğu kişi için
dörtte üçü boş.
EKONOMİK
FORUM
91
i