Yatırımcıların (hangi ülkeden olursa olsun)
kamulaştırma veya faaliyetlerini kısıtlayıcı yasal
düzenlemelerden korunmayı hak ettiğine şüphe
yok. Ancak, ISDS bunun çok ötesine geçiyor:
Yasal düzenlemelerin ayrımcı olmadığı ve kârın
kamuya zarar verilerek elde edildiği durumlarda
bile, yatırımcıların olası kâr kayıplarını tazmin
etme yükümlülüğü uygulanabilir ve uygulanıyor
da.
Eski adı Philip Morris olan şirket, sigara pa-
ketlerinin üzerine uyarıcı etiketler konulmasını
zorunlu kılan ve TPP’ye taraf olmayan Avustralya
ile Uruguay aleyhine dava açmış durumda. Ben-
zer bir dava tehdidi ile karşılaşan Kanada, sigara
paketlerinin üzerine benzeri uyarıcı etiketler
koyulmasını zorunlu kılan yasal düzenlemeyi
yürürlüğe koymaktan birkaç yıl önce vazgeçti.
TPP müzakereleri üzerindeki sır perdesi dü-
şünüldüğünde, tütünün ISDS’nin bazı meka-
nizmalarının dışında bırakılıp bırakılmayacağı
bilinmiyor. Her iki halde de daha büyük sorunlar
ortada duruyor ve çözülmüyor: Bu tür hükümler,
hükümetlerin kendi vatandaşlarının sağlık ve gü-
venliğini koruması, ekonomik istikrarın sağlama-
sı, çevrenin korunması gibi temel fonksiyonları
yürütmesini zorlaştırıyor.
Asbestin ölümcül etkileri keşfedildiğinde bu
hükümlerin yürürlükte olduğunu bir düşünün.
Hükümetler, işletmeleri kapatmak ve asbest-
ten zarar görenlere ISDS çerçevesinde tazminat
ödenmesini sağlamak yerine, vatandaşlarını
öldürmemeleri için işletmelere para vermek du-
rumunda kalırlardı. Vergi mükellefleri bundan
iki şekilde zarar görürlerdi. Öncelikle asbestin
neden olduğu sağlık sorunlarının tedavisi için
ödeme yaparlar, ikinci olarak da, hükümetin
tehlikeli bir ürünle ilgili yasal düzenleme yaptığı
için işletmelerin kâr kayıplarını tazmin ederlerdi.
ABD’nin uluslararası anlaşmalarının amacı-
nın, serbest ticaretten ziyade yönetilen ticaret
olması kimseyi şaşırtmamalı. Ticaret dışında
kalan paydaşlar politika üretme sürecine dâhil
edilmediklerinde olan budur.
Telif Hakkı:
Project Syndicate, 2015.
www.project-syndicate.orgABD’nin
uluslararası
anlaşmalarının
amacının,
serbest
ticaretten ziyade
yönetilen ticaret
olması
kimseyi
şaşırtmamalı.
Ticaret dışında
kalan paydaşlar
politika üretme
sürecine dâhil
edilmediklerinde
olan budur.
EKONOMİK
FORUM
91
i