GÜMRÜK BİRLİĞİ
2013 İlerleme Raporu’nda, Türkiye-AB
ilişkileri başlığı altında yer alsa da Türki-
ye ekonomisi açısından çok önemli olan
Gümrük Birliği de özellikle vurgulanan
konulardan biri olmuştur. Rapor, Gümrük
Birliği’nin taraflar arasında anlaşmazlık ve
tartışma konusu olan yönlerine değiniyor.
Bunlar AB açısından, Türkiye’nin Gümrük
Birliği taahhütlerini yerine getirilmesi-
ni engelleyen yasalar ve ticaret önündeki
teknik engeller olarak belirtiliyor. Rapor,
Gümrük Birliği’nin Türkiye’yi rahatsız
eden yönlerini de ilk defa açıklıkla ortaya
koyuyor. Bunların en önemlisi Türkiye’nin
AB’nin serbest ticaret anlaşması imzaladığı
bazı ülkelerle eş anlı olarak serbest ticaret
anlaşması yapmasına ya da AB’nin yaptığı
anlaşmaya taraf olmasına olanak veren bir
sistemin var olmaması olarak belirtiliyor.
Bu ülkelerden AB üzerinden Türkiye’ye sı-
fır gümrükle mal girişi başlamasından kay-
naklanan asimetrik bir ticari durum ortaya
çıkması nedeniyle ülkenin zarar gördüğünü
dile getiriliyor.
Raporun bu bölümünde dikkat çeken
bir unsur, 2012 sonunda Türkiye ve AB
dışında bir kuruma, Dünya Bankası’na, 17
yıldır devam etmekte olan, Türkiye ve AB
arasındaki Gümrük Birliği’nin etkilerinin
bir “hakem” gözüyle değerlendirilmesini
amaçlayan bir rapor hazırlama görevinin
verildiğini ve bu raporun bu yıl içinde açık-
lanacağını ifade etmesi.
Geçtiğimiz mayıs ayında bu konuda
açıklama yapan Türkiye Hükümeti yetki-
lileri söz konusu raporun, Avrupa Komis-
yonu’nun açıklamasının aksine, AB’nin bir
girişimi olduğunu, finansmanının da onlar
tarafından sağlandığını belirterek rapordan
çok umutlu olmadıklarını ima etmişlerdi.
Bu açıklamalarda, Dünya Bankası’nın Güm-
rük Birliği’ne ilişkin raporunun kendileri
açısından bir değer taşıyabilmesi için, Ra-
por’da “Türkiye’nin AB tarafından imzala-
nan serbest ticaret anlaşmalarına eş anlı
taraf olması, Gümrük Birliği kapsamındaki
konularda AB’nin karar alma mekanizma-
larına katılması, Türk iş insanlarına uy-
gulanan vizelerin ve kara yolu kotalarının
kaldırılması” gibi konulara yer verilmesi
gerektiği ifade ediliyor.
Gümrük Birliği değerlendirmesi ister
iki tarafın ortak, ister (2013 yılı İlerleme
Raporu’nda netlik kazandırıldığı gibi) Av-
rupa Komisyonu’nun kendi girişimi olsun,
Dünya Bankası gibi saygın ve yetkin bir ku-
ruma yaptırılmasının da etkisiyle, özellikle
KIBRIS KONUSU
Raporun “Bölgesel Sorunlar ve Uluslararası Yükümlülükler”
bölümünde ele alınan Kıbrıs sorununda, her yıl olduğu gibi, çö-
züme yönelik müzakerelere destek vurgulanıyor. Ancak, bu sorun
ele alınırken Türkiye’nin, limanlar ve havaalanlarını Kıbrıs Rum
Kesimi’ne açmasını sağlayacak ek protokolün uygulanmaması,
Kıbrıs RumKesimi ile ilişkilerini normalleştirmemesi eleştiriliyor.
Bu bölümde özellikle rahatsızlık yaratacağı ve yanlı olarak de-
ğerlendirileceği düşünülen bazı ifadeler yer alıyor. Örneğin “Tür-
kiye, Kıbrıs Rum Kesimi’nin münhasır ekonomik bölgede, deniz-
de, doğal enerji kaynakları arama çalışmalarına karşı söylemlerini
sürdürmüş ve Kıbrıs Rum Kesimi tarafından arama lisansı verilen
bir AB firmasına karsı misilleme tedbirleri açıklamıştır” denildik-
ten sonra, AB kurumları ve üye devletlerin ikili anlaşmalara taraf
olma ve Birleşmiş Milletler Deniz Hukuku Sözleşmesi de dâhil
olmak üzere, uluslararası hukukla uyumlu olarak kendi sınırları
dâhilinde doğal kaynaklar araştırma hakkına atıfta bulunuluyor.
EKONOMİK KRİTERLER
Bu bölümde Türkiye ekonomisinin genel işleyişi, küresel kri-
ze rağmen büyümeye devam etmesi ve şoklara karşı dayanıklı-
lığı takdire şayan bulunurken, ülke ekonomisine ilişkin olarak,
makroekonomik göstergeler ve bazı politikalar açısından ciddi
endişeler dikkatli, fakat birkaç yıldan beri ilk defa çok net bir dil-
le ifade ediliyor. Bu endişelerin bazılarını şu şekilde özetlemek
mümkün:
◆
Düşen büyüme oranı,
◆
Yükselen cari açık,
◆
İstikrarsız dış borç yapısı,
◆
Azalma eğilimine giren yabancı yatırım,
◆
Artma eğilimi içinde bulunan enflasyon oranı,
◆
Kayıt dışı istihdam,
◆
Esnek olmayan iş gücü piyasası,
◆
Farklı hedeflere sahip gözüken karmaşık para politikası,
◆
Kamu alımları ve devlet yardımlarında saydamlığın sağla-
namamış olması.
EKONOMİK
FORUM
55
i
AVRUPA BİRLİĞİ