95
EKONOMİK
FORUM
tör üretilen fabrikada Gipsy Majör uçak
motoru üretildi.
2. Dünya Savaşı sonunda, ABD hükü-
metinin ekonomik yardım çerçevesinde
uçak ve uçak motoru vermesi, Türkiye’nin
uçak ve motor üretimini terk etmesi so-
nucunu doğurdu. Fabrikalar yerli sipariş
alamadı. THK Uçak ve Motor Fabrikaları’nın
üretim faaliyetlerini sekteye uğrattı.
Şükrü ER:
İki sene sonra öğrendim ki,
bizim uçaklar İsrail’e bakıma gitmiş. Biz
uçağı yapmışız uçağı bakıma, revizyona
İsrail’e gönderiyorlar. İsrail yeni kurulmuş ve
uçak fabrikası da yok. Sirk çadırında uçak
tamiri yapıyorlar. 48’de İsrail kuruldu olay
da 49’da oldu. Hava Yolları Umum Müdü-
rü ile kavga etmeye gittim. “Niye uçakları
bizim fabrikaya getirmiyorsunuz. Bizim
fabrika kapalı sipariş alamıyoruz siz İsrail’e
gönderiyorsunuz” dedim.
1952’de uçak fabrikası, 1954’te uçak
motoru fabrikası MKEK’e devredildi, daha
sonra tekstil fabrikasına dönüştürüldü.
“Biz verelim boşuna uğraşmayın…”
Türkiye’nin kendi uçağını üretmesi batılı
sanayicileri ve uçak fabrikası üreticilerini en-
dişelendiriyordu. İngiliz ve Almanlara göre
Amerika’nın endişesi daha büyüktü. Başlan-
gıçta başaracağımıza inanmıyorlardı, başarın-
ca telaşa düştüler yerli işbirlikçilerini devreye
sokarak üretimi engellemeye başladılar. “Biz
verelim boşuna uğraşmayın” dediler. Döne-
min hükümetleri hibe almayı kabul edince
ülkemizde Atatürk’ün direktifleriyle cumhu-
riyetten hemen sonra filizlenen ve 1940’larda
meyvelerini veren havacılık sanayi yok edildi.
Atatürk’ün
“Bütün tayyarelerimi-
zin ve motorlarının memleketimizde
yapılması ve hava harp sanayinin de
bu esasa göre inkişaf ettirilmesi icap
eder”
sözü unutuldu.
Savaş sanayinde kurulan silah fabri-
kasından tank fabrikasına kadar hepsi bir
bir kapandı. Ülkemiz yabancıların vereceği
silahla ülkesini müdafaa eder duruma geldi.
Atatürk’ün başlattığı sanayileşme, demir
yolu ve eğitim politikası terk edildi.
Atatürk’ten sonra gelen iktidarlar üretmek
yerine satın almayı tercih ettikleri için ülkemiz
hâlâ geri kalmış ülkeler sınıfında anılıyor.
Tümbu gelişmeler olurken İsmet İnönü
Başbakan hatta Mili Şefti. 2. Dünya Savaşı’n-
dan sonra Amerika ile bugün bile zararları-
nı gördüğümüz ikili anlaşmalar yapmıştı.
İsmet İnönü gibi ülkesine büyük hizmetler
yapmış, ülkesini seven, büyük başarılara
imza atan, hiçbir kişisel çıkar sağlamayan
bir devlet adamının bana göre yaptığı bu
hatayı anlamak zor.
(1)
İnönü yaptığı bu hatasını 1964 Kıbrıs’ta
soydaşlarımızın katledilmesi üzerine yasa-
lardan doğan haklarımıza dayanarak yap-
tığımız müdahale sonrasında ABD Başkanı
Johnsonmektubundan sonra anlayacaktır.
(2)
İsmet İnönü Johson’un bu mektubuna
büyük tepki göstererek, “Yeni bir dünya
kurulur, Türkiye’de o dünya içinde yerini alır”
diyecek, ama o zamana kadar ülkemizin her
kurumuna nüfuz etmiş, hükümetler kurup
devirecek kadar güce ulaşmış ABD yine kirli
oyununu oynayacaktı. Nitekim İsmet İnönü,
Başbakan olarak gittiği Amerika’dan Ekrem
Alican’ın başında olduğu Yeni Türkiye Par-
tisi’nin girişimiyle başbakanlıktan düşürü-
lerek ve milletvekili olarak yurda döndü.
DİPNOTLAR:
1)
İsmet İnönü’de bazı insanlara inanma zafiyeti olduğunun örneklerine yukarıda adını yazdığım kitabımın hazırlığı sırasında rastladım. Bu hatasını da Amerikalılara aşırı güvenmesine bağlıyorum. Bu güven duygusunu
Amerika’da okuyan oğlu Erdal İnönü’ye yazdığı mektuptan da anlıyoruz. Bir mektubunda “Bu Amerikalılar iyi insanlar”diyor. Karşındakinin kötü niyetini sezmek mümkün olmuyor.
2)
“… Aynı zamanda Bay Başkan askeri yardım alanındaTürkiye ile ABD arasında mevcut iki taraflı anlaşmaya dikkatinizi çelmek isterim.Türkiye ile aramızda mevcutTemmuz 1947 tarihli anlaşmanın 14’üncü maddesi
mucibince askeri yardımın veriliş amaçlarından ayrı gayelerle kullanılması için hükümetinizin Birleşik Devletlerin onayını alması gerekmektedir… Mevcut şartlar altında Türkiye’nin Kıbrıs’a yapacağı bir müdahalede
Amerika tarafından temin edilmiş olan askeri malzemenin kullanılmasına Birleşik Devletlerin muvafakat edemeyeceğini size bütün içtenliğimizle bildirmek isterim… Johnson ABD Başkanı”
KAYNAK:
“1923-1939 Kalkınma mucizesi-Atatürk’ün Diktiği Ağaçlar”Nazmi Kal.
D-38 tipi yolcu uçağı tamamen Türk mühendis
ve işçilerinin ortaya çıkardıkları bir uçaktır.